Geleneksel yasa nedir, Geleneksel yasa ne demek

Geleneksel yasa; Halk Bilimi alanında kullanılan bir terimdir.

Sosyoloji'deki terim anlamı:

Geleneklerin zorlanması karşısında halk tepkisinin oluşacağına ilişkin yasa. bk. gelenek, karşılığı göreneksel yasa.

Geleneksel yasa anlamı, tanımı

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Gelenek : Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon.

Geleneksel : Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi, tradisyonel.

Yasa : Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural. Devletin yasama organları tarafından konulan ve uyulması gereken kurallar bütünü, kanun. Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkıların bütünü. Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel. Bilimde çok sayıda deney ve gözlemden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum.

 

Göreneksel yasa : Göreneklerin zorlanması karşısında oluşan halk tepkisi, bk. görenek, karşılığı geleneksel yasa.

Göreneksel : Görenekle ilgili.

Zorlanma : Zorlanmak işi.

Görenek : Bir şeyi eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı, âdet.

İlişkin : İlgisi, ilişiği olan, bağlı, ilgili, ait, merbut, müteallik.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

Gören : Ağaçlardan elde edilen bir çeşit zamk. Kızılcık.

Zorla : Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori. İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki.

Tepki : Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon. Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genel olarak olumsuz söz veya davranış. Karşılık verme.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Halk : Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali. Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri. Yaratma.

Göre : Bir şeye uygun olarak, bir şey uyarınca, gereğince. Bakılırsa, hesaba katılırsa, göz önünde tutulunca, bakarak, nazaran.

Diğer dillerde Geleneksel yasa anlamı nedir?

İngilizce'de Geleneksel yasa ne demek ? : traditional law