Han kolu nedir, Han kolu ne demek

Han kolu; Gösteri, Tiyatro alanlarında kullanılan bir terimdir.

Tiyatro'daki anlamı:

Orta oyuncularından iki ünlü kolun birincisi. Bu topluluğun başında o zamanlar ün yapmış olan Kavuklu Agâh Efendi vardı bk. Zuhuri Kolu.

Teknik terim anlamı:

(Ortaoyunu): Ortaoyunu topluluklarından iki ünlü kolun ilki. Bu topluluğun başında o dönemde ün yapmış olan Kavuklu Agah Efendi vardı. Ötekisi için bk. zuhuri kolu.

Han kolu anlamı, kısaca tanımı

Han : Doğu ülkelerinde yerli beyler ve Kırım girayları için kullanılan unvan. Osmanlı padişahlarının adlarının sonuna getirilen unvan. Büyükşehirlerde serbest mesleklerde çalışanların oda veya daire tutup çalıştıkları birkaç katlı yapı. Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri. Yol üzerinde veya kasabalarda yolcuların konaklamalarına yarayan yapı

Zuhuri kolu : Orta oyunu takımı.

Ortaoyunu : Geleneksel Türk doğaçlama halk tiyatrosu. Ortada oynanır. Baş kişileri, aynı zamanda oyunun düzenleyicisi olan Pişekâr ile oyunun baş güldürücü tipi Kavuklu'dur. Dekor olarak bir paravana, bir de önünde alçak bir hasır iskemlesi bulunan peyke vardır. bk. dükkân, yeni dünya.

Topluluk : Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet. Vücudun dolgun olma durumu. Sanatçı grubu. Aynı türden canlıların bir araya gelmesiyle oluşan küme. Aynı yerde bulunan insan kalabalığı. Müzik eserlerini birden fazla ses veya sazla seslendirmek için oluşturulan grup, ansambl.

 

Zamanla : Aradan süre geçtikçe, giderek.

Kavuklu : Kavuk giymiş. Orta oyununda hikâyeyi anlatıp asıl görevi üstlenen, espri ve komiklik yapan kişi.

Birinci : Bir sayısının sıra sıfatı. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse. Ulaşım araçlarında mevki, sınıf.

Ötekisi : Ötede bulunan, diğeri, başkası.

Zuhuri : Orta oyununda taklitçi.

Oyuncu : Herhangi bir oyunda oynayan kimse. Sinema, perde veya bir gösteride rol alan sanatçı, aktör, aktris. Çok oyun yapan, oyundan oyuna geçen (kimse). Düzenci, hileci. Oyunu seven.

Efendi : Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan. Koca. Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan. (efe'ndi) Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü. (efe'ndi) Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse. Görgülü, nazik, kibar.

Zaman : Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. Çağ, mevsim. Dönem, devir. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. Belirlenmiş olan an. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı.

 

Zuhur : Ortaya çıkma, görünme, belirme, baş gösterme, meydana çıkma.

Dönem : Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot. Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre. Yarıyıl. Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre.

Toplu : Topu olan. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Bir arada, bütün, kombine. Vücutça dolgun.

Öteki : Diğeri, öbürü. Öbür, diğer. Sözü edilen veya benzer iki nesneden önem ve konum bakımından uzakta olan. Mevcut kültürün içinde dışlanmış olan.

Kavuk : Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı. İdrar torbası. İçi boş şey.

Kolun : Eşek yavrusu, sıpa. [Bakınız: kodak]. [Bakınız: kulunlu]. Karnında yavrusu olan at, eşek ve benzerleri hayvan.

Başın : Başta, önce, en başta3 ilkin.

Zama : Üzengi kayışı. Çarkta bükülürken iki kazık arasında birbirine eklenerek katlanan kıl ipi katlarından her birinin boy ölçüsü. Enişte. Güvey.

Diğer dillerde Hamus anlamı nedir?

İngilizce'de Hamus ne demek ? : hamus