Happening türkçesi Happening nedir

Happening ile ilgili cümleler

English: Ali was watching what was happening very carefully.
Turkish: Ali dikkatlice ne olduğunu izliyordu.

English: Can't you see what's happening here?
Turkish: Burada ne olduğunu anlayamıyor musun?

English: Ali told me what was happening there.
Turkish: Ali bana orada neler olduğunu anlattı.

English: "What's happening in the cave? I'm curious." "I have no idea."
Turkish: "Mağarada ne oluyor? Merak ediyorum." "Hiçbir fikrim yok."

English: Ali saw what was happening and started screaming.
Turkish: Ali ne olduğunu gördü ve çığlık atmaya başladı.

Happening ingilizcede ne demek, Happening nerede nasıl kullanılır?

Happening artist : Doğaçlama sanatçısı.

Happenings : Hadise. Olay. Doğaçlama. Olma.

Happen across : Tesadüf etmek. Rastlamak.

Happen again : Tekerrür etmek.

Happen by : Gelmek. Geçmek. Uğramak.

Happen to : Başına gelmek. Başından geçmek. Başa gelmek (kötü bişey). Başa gelmek. Tesadüfen gelmek. Olmak.

Happen upon : Tesadüf etmek. Rastlamak. Tesadüfen bulmak. Bulmak. Rastgelmek. Karşılaşmak. Gelivermek. Buluşmak.

Happen on : Rast gelmek.

Anything might happen : Her şey olabilir. Her şey yapılabilir. Her şey mümkün.

Happen to meet : Rastlamak. Tesadüf etmek.

 

İngilizce Happening Türkçe anlamı, Happening eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Happening ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Occasion : Fırsat. Münasebet. Sebebi olmak. Uygun bir gözlem koşulu oluşturan ve kendiliğinden beliren olanak. İhtiyaç. Nedence. Lüzum. Özel durum. Uygun zaman. Ortam.

Become of : -sı olmak. Meydana gelmek. -nın sonucu olmak. -nın ürünü olmak. Dışarı çıkmak. Ortaya çıkmak. Başına gelmek.

Being : Yaşam. Yaratık. Mevcudiyet. İnsan. Varlık. Mahluk. Yapı. Yaradılış. Varoluş.

Maturations : Tekemmül. Cerahat toplama. Yetkinleşme. İltihaplanma. Olgunlaşma. Maturasyon. Matürasyon. Cerahatlenme. Tekamül.

Advents : Hz isa'nın gelmesi. Hz isa'nın görünmesi. Gelip çatma. Giriş. Gelme. Geliş. İlerleyiş. Noel öncesi dört hafta. Varış.

Am : -ım. Birleştirmek. Üm. Birleşmek. Radyo dalgası içindeki değişimler yoluyla yayın (elektrik). Um. -im. Öö. Amerisyumun simgesi.

Case : Hukuksal olay. Kılıf. Görüş. Durum. Hasta. Çanta. Kovan. Dava. Kutu.

Failure : Fiyasko. Batma. Hayal kırıklığı. Kıtlık. Yokluk. Sekte. Güçsüzlük. Yanlış. Kusur. Arıza.

Eventuality : Netice. İmkan. Olasılık. İhtimal. Takdir. Olası netice. Olası sonuç.

Experience : Denemek. Görmek. Tatmak. Görüp geçirmek. Eğitim, fizik, kimya, sosyoloji alanlarında kullanılır. Başa gelen şey. Tecrübe etmek. Yaşamak. Keder sıkıntı vb'ni çekmek. Serüven.

Happening synonyms : recurrent event, periodic event, occurrent, computer error, news event, fate, befall, stroke, avalanche, reverse, alteration, cases, casus, extemporization, gold rush, black eye, fortuity, motion, be of, apparition, thing, residing, imprompt, be present, occurrence, flare up, amount, striking, godsend, convergence, event, been, be.

 

Happening zıt anlamlı kelimeler, Happening kelime anlamı

Success : Başarılı kimse. Kişinin yetenek ve yetişmeye bağlı olarak gösterdiği ansal ya da eylemsel etkinliklerinin olumlu ürünü. Başarı. Başarılmış iş. Sükse. Muvaffakiyet. Başarma. Başarım. Sonuç. Başarılı olan kimse.

Disappearance : Yalın veya ekler ile genişletilmiş olan kelimelerin ön, iç ve sonlarında bulunan seslerden birinin, çeşitli etkenlerle yitirilmesi olayı. bunlar ön ses düşmesi, iç ses düşmesi ve son ses düşmesi diye gruplandırılabilir: || ısıcak > sıcak, ısıtma > sıtma, uyukla- > yukla- «uyumak, uyuklamak», dirilik > dirlik, ilerile-> ilerle-, aşıla- > aşla-, oyuna- > oyna-; küçükcük > küçücük, yanakcık > yanacık, ufakcık > ufacık, ufakrak > ufarak, çabukcak > çabucak; oğulan > oğlan, çiftçi > çifçi, üstçavuş > üsçavuş, astteğmen > asteğmen, rastgele > rasgele, kelgen > gelen, kelgüçi > gelici vb. Yitimlik. Gaiplik. Ortadan kaybolma. Gözden kaybolma. Gözden kayboluş. Alıcının saptadığı bir konunun, alıcı durdurulup görüş alanından çıkarılarak çevirime devam edildiği durumlarda bu konunun birdenbire ortadan yitmiş görünmesine dayanan sinema hilesi. Ses düşmesi. Yok olma. Yitim.

Appearance : Görünüm. Görünme. Bir nesnenin öze ilişkin olmayan ikincil özellikleri. Belirme. Dış görünüş. Zuhur. Gösteriş. Kılık. Kılık kıyafet. Şemail.

Happening antonyms : ending, failure, beginning.