İlahlaşmak nedir, İlahlaşmak ne demek

  • Yücelmek, çok beğenilmek, hayranlık uyandıran bir duruma gelmek

İlahlaşmak tanımı, anlamı

İlahlaşma : İlahlaşmak işi

İlah : Tanrı. Çok tanrıcılıkta tanrı. Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse.

Beğenilmek : İyi ve güzel bulunmak. Sevilmek, hoşa gitmek.

Hayranlık : Hayran olma durumu. Tutku, aşırı istek.

Beğenilme : Beğenilmek işi veya durumu, popülarite.

Yücelmek : Yükselmek, yüce bir duruma gelmek.

Hayranlı : Samsun şehrinde, Vezirköprü ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi. Sivas şehri, merkez belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Yücelme : Yücelmek durumu itila.

Beğeni : Güzel veya çirkin yargısını verdiren duygu, zevk. Herhangi bir konuda güzeli çirkinden ayırma yetisi, gusto.

Gelmek : Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.

 

Hayran : Çok beğenen, hayranlık duyan (kimse).

Gelme : Gelmek işi. Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Yetişme.

Yücel : “Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle” anlamında kullanılan bir isim”.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Hayr : Hayır, iyilik.

Beğe : Hayvanların yem yediği yer. (Susuz Kars).

Duru : Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak. Pürüzsüz (ten). Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.).

Yüce : Yüksek, büyük, ulu, ulvi.

Uyan : Atın gem, dizgin gibi takımları. At yuları. (Yukarıbozkuyu Kadirli Adana). Dizgin, gem, yular.

Çok : Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı. Aşırı bir biçimde.

Diğer dillerde İlaçlı yem anlamı nedir?

İngilizce'de İlaçlı yem ne demek ? : feed with drug residue