Jurisdiction türkçesi Jurisdiction nedir

  • Yargılıkların görevi.
  • Yargılama gücü.
  • Davayı gören yargılık.
  • Kaza.
  • Yargı çevresi.
  • Yetki.
  • Yetki sınırı.
  • Yargılama yetkisi.
  • Hukuk alanında kullanılır.
  • Görev.
  • Yetki alanı.
  • Yargı.
  • Yetki sınırları.
  • Yetkili yargılık.
  • Hükümetin nüfuz dairesi.
  • Hükümet.
  • Yargılıkların yetkileri.
  • Yargı yetkisi.

Jurisdiction ile ilgili cümleler

English: We have jurisdiction here.
Turkish: Bizim burada yargılamamız var.

English: The judge said that the case was outside of his jurisdiction.
Turkish: Hakim davanın onun görevinin dışında olduğunu söyledi.

Jurisdiction ingilizcede ne demek, Jurisdiction nerede nasıl kullanılır?

Jurisdiction authority : Yasal merci (mahkeme, yasal yetki organı, vs.). Yargı yetkisi.

Area of jurisdiction : Yetki alanı. Bir yargıcın çalışmaya yetkili olduğu bölge. Yetki bölgesi. Kaza dairesi.

Commercial jurisdiction : Tecim yargı yerlerinde uygulanan yöntem. Tecim yargı yöntemi.

Criminal jurisdiction : Ceza davaları yargı yetkisi. Cezai yargı yetkisi. Yargılama yetkisi.

Disciplinary jurisdiction : Disiplin davası. Bir kimsenin davranışlarını yargılamak üzere gerçekleştirilen duruşma. Disiplin yargılaması.

Publicity of jurisdiction : Duruşmanın açıklığı.

Voluntary jurisdiction : Çekişmesiz yargı. İhtilafsız yargılama.

 

Within its jurisdiction : Onun yetki sınırı dahilinde. Yasal yetkinin çerçevesi içinde.

Jurisdictional : Yargı hakkına ait. Sendikaların yetki alanı konusuyla ilgili. Kaza yetkisiyle ilgili. Güç ve otoriteyle ilgili. Temsil yetkisine ait. Yargı yetkisine ait veya ilişkin. Yetkinin uygulandığı bölge ile ilgili. Kaza hakkına ait. Yetki alanıyla ilgili. Kaza dairesine ait.

Exclusive jurisdiction : Münhasır yargı hakkı ve yetkisi. Münhasır yargı hakkı. Münhasır yargı yetkisi.

İngilizce Jurisdiction Türkçe anlamı, Jurisdiction eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Jurisdiction ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Patriarchate : Patriklik. Patrik makamı. Cet. Patrikhane. Ataerki. Yetkenin, akrabalığın, evliliğin erkek (baba) soyu çizgisine göre sıkı bir biçimde düzenlenmesi (bu terim bugün artık budunbilimde kullanılmamaktadır). Erkeklerin genel olarak kadına üstün tutulduğu; soyun, kalıtın, orunun, konut yerinin, yetkenin vb. baba yanınca belirlendiği ve elde edildiği toplumsal örgütleniş biçimi. Babaerki.

Authorisations : (britanya ingilizcesi) yetki verme. Güçlendirme. Yetki verme. Vekaletname. Müsaade. Görev verme. Onay (authorization olarak da yazılır). Rıza. Resmi izin.

Dominion : Yönetilen bölge. Hükümdara ait arazi. Yönetme hakkı. Sahiplik. Dominyon. Sömürge. Egemenlik. Arazi. Büyük britanya imparatorluğunun, anayurt ile eşit hakları olan denizaşırı ülkelerinden herbirine verilen ad.

Engagement : Mülakat. Vuruşma duruşunda, savutların uçlarını karşılıklı olarak uygun görülen çelgi doğrultusunda çaprazlama. Çarpışma. Birbirine geçme. Çatma. Nişanlanma. Nişan. Söz. Yükümlülük.

 

Acts contra bonos mores : Töreye aykırı işlemler.

Line of demarcation : Sınır çizgisi. Sınır.

Authority : İtibar. Bilirkişi. Bilgisayar, hukuk, sosyoloji alanlarında kullanılır. Yetke. Hak. Nüfuz. Şahadet. Hüküm. Otorite. Yetkili.

Duties : Vergi. Ödev. Gümrük vergileri. Gümrük vergisi. Devlet alacaklarına ilişkin haklarla vergilerin gereği gibi gerçekleşmesi, izlenilmesi ve alınması sağlanılmak üzere yasalarıyla görevlilerine verilmiş, yapılmaması halinde sorumluluğu gerektiren ödevler. Hizmet. Ödevler. Vergiler.

Juridical power : Kuvvei kazaiye. Yargı erki. Kaza yetkisi. Kaza kuvveti. Yargı gücü.

Jurisdiction synonyms : legal power, jurisdictions, abduction, assess, decision, administration of justice, district, justiciary, archbishopric, turf, commissions, aggravating circumstances, powerfulness, crackup, fatalities, council of ministers, territory, archdeaconry, allegation, diocese, borough, employment, abbacy, casualty, abstainer, administrative districts, crackups, bishopric, berth, asgmt, authorisation, absente, viceroyalty.

Jurisdiction zıt anlamlı kelimeler, Jurisdiction kelime anlamı

Powerlessness : Güçsüzlük. Kuvvetsizlik.

Jurisdiction ingilizce tanımı, definition of Jurisdiction

Jurisdiction kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Judicial authority over a cause or class of causes. The legal power, right, or authority of a particular court to hear and determine causes, to try criminals, or to execute justice. As, certain suits or actions, or the cognizance of certain crimes, are within the jurisdiction of a particular court, that is, within the limits of its authority or commission.