Kaçış rampası nedir, Kaçış rampası ne demek

  • Virajı ve eğimi çok olan kara yollarında teknik nedenlerle zor durumda kalan aracın kaza yapmasını engellemek amacıyla yolun sağ tarafına kumdan yapılmış olan yokuş

Kaçış rampası anlamı, tanımı:

Kaçış : Kaçma işi. Yarışan bir koşucunun veya bir kümenin diğer yarışçıları hızla geçmesi.

Rampa : Bir vagonu raya sokmak veya raydan çıkarmak için kullanılan araç. Bir arazinin, bir kara yolunun, bir demir yolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. Bir geminin bir başka gemiye, dubaya, iskeleye veya sala değecek biçimde yanaşması. Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek veya boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set. Füzelerin havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek. İki ağacı veya takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, uçları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk.

Viraj : Dönemeç.

Eğim : Eğilmiş olma durumu. Bir yüzeyin yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik, meyil.

Teknik : Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi. Yol, beceri, yöntem. Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin.

Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır.

 

Kalan : Bir çıkarmanın sonucu. Artan, mütebaki. Kalma işini yapan. Bölme işleminde bölünenden artan sayı.

Aracı : Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta. Ara bulucu. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği.

Kaza : Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme. İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması. Yargı. İlçe, kaymakamlık. Kadılık görevi.