Katıklıaş nedir, Katıklıaş ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Sulandırılmış yoğurdun içine yarma, un ve nohut konulup karıştırılarak pişirilen bir çeşit çorba.

[Bakınız: katıklaş].

Yoğurtlu pilav.

Katıklıaş tanımı, anlamı

Katı : Sert, yumuşak karşıtı. Taşlık. Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan. Çok, aşırı derecede

Katık : Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek. Yağı alınmış yoğurt, ayran.

Katıklı : İçinde katık bulunan.

Yoğurtlu : İçine yoğurt katılmış, içinde yoğurt bulunan.

Katıklaş : Yoğurtlu bulgur ya da yarmadan yapılan çorba. Sulandırılmış yoğurdun içine yarma, un ve nohut konulup karıştırılarak pişirilen bir çeşit çorba.

Karıştır : Karıştırmak.

Yoğurt : Maya katılarak koyulaştırılmış beyaz, kıvamlı bir süt ürünü.

Konulu : Konusu olan, mevzulu.

Yarma : Yarmak işi. Kaba saba, görgüsüz (kimse). Gelişigüzel kırılmış buğdaydan yapılmış olan bir çorba türü. Kolay yarılan ve çekirdeğinden ayrılan. Gelişigüzel kırılmış buğday, dövme. Engebeli bir yerde, herhangi bir yolu geçirmek için açılmış yer.

 

Pilav : Pirinçten, bulgurdan veya kuskustan yapılmış olan bir yemek.

İçine : İçin edatı.

Sulan : Bataklık, sazlık, sulu yer : Deredeki sulanda çok sivrisinek vardır.

Nohut : Baklagillerden, ana yurdu Akdeniz kıyıları olan, birleşik telek yapraklı, çiçekleri sarımtırak renkte, tanesi baklamsı bir bitki (Cicer arietinum). Bu bitkinin bol nişastalı, yuvarlak tanesi.

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Çorba : Sebze, tahıl, et vb. ile hazırlanan sıcak, sulu içecek. İçinden çıkılmaz durum.

Çeşit : Aynı türden olan şeylerin bazı özelliklerle ayrılan öbeklerinden her biri, tür, nev. Türlü. Canlıların bölümlenmesinde, bireylerden oluşan, türden daha küçük birlik.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Pişi : Mayalı hamurdan yapılan, yağda kızartılarak pişirilen bir tür yiyecek. Mayalı hamuru kızgın yağa kaşıkla döküp kızartarak yapılan bir çeşit yiyecek. Mayalı hamurdan yapılan lokma. Yağda kızartılmış peynirli börek. Gözleme. Yağda kızartılmış ekmek. Unu pekmezle yoğurup, zeytinyağda kızartarak yapılan bir çeşit tatlı. [Bakınız: bişi].

Karı : Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce. Kadın. Yaşlı, ihtiyar.

Diğer dillerde Katıdan özütleme anlamı nedir?

İngilizce'de Katıdan özütleme ne demek ? : leaching