Korno nedir, Korno ne demek

Korno; kökeni italyanca dilinden gelmektedir.

Korno hakkında bilgiler

Korno, salyangoz kabuğu gibi kıvrımlı, bakır borudan yapılan, üflemeli bir çalgıdır. İtalyanca'da "boynuz" anlamına gelen "corno" sözcüğünden dilimize geçmiştir. Eski Mısır'da, Eski Roma'da ve Mezopotamya'da boynuzdan yapılmış olan ilk örnekleri, işaret vermek ve avcılara yol göstermek için kullanılırdı. Günümüzde bazı ülkelerde çobanlar ve sürek avlarında avcılar hala bu amaçla boynuz kullanırlar.

Kornonun gövdesini oluşturan boru, üflenen baş bölümden alt uca doğru kıvrılarak genişler ve çan biçimli kalak bölümüyle son bulur. Çağdaş kornonun boru uzunluğu yaklaşık 3,3 metredir. Üflenen ucunda koni biçiminde bek denen bir ağızlık vardır. Üzerinde flüt ya da klarnette olduğu gibi ses delikleri ya da üfleme dili yoktur. Dudaklar ağızlığa dudağın yapısına göre bir pozisyonda yerleştirilir. Üflendiğinde borunun içindeki hava sütununun titreşmesinden ses elde edilir. Çıkan sesler üfleme sırasında dudakların duruş biçimine göre değişir. Dudaklar gevşek bırakılırsa bas sesler, gergin tutulursa tiz sesler elde edilir.

 

Bir çalgı teli ya da boru içindeki hava sütunu titreştiğinde çıkan sesler, duyulan temel seslerdir. Telin ya da hava sütununun bir bölümünün titreşmesinden çıkan, dikkatle dinlenilince duyulabilen zayıf seslere doğal armonikler (kısmi sesler) denir. Doğal armoniklerin müziğe daha elverişli olan tiz tonlarını elde etmek daha güçtür. Kornocunun dudak pozisyonunu milimetrik değiştirmeleriyle sesler değişir. Bu bakımdan korno, çalınması çok güç ve yorucu bir çalgıdır. Ses alanı bakımından alto, bariton ve tenor olmak üzere üç türü vardır. Sağ elle kalak tıkanarak "" HandStop " tekniği ya da kalağın içine " surdin " adı verilen bir parça takılarak kısık sesler elde edilir.

Çağdaş kornonun ses genişliği ve teknik yapısı ilk örneklerinden bu yana gerçekleştirilen bir dizi gelişmenin ve yeniliğin sonucudur.

Korno anlamı, kısaca tanımı:

Boynuz : Kurşun borudan kol alma işleminde kullanılan demirden yapılmış alet. Bu organdan yapılmış. Bazı hayvanların başında bulunan, tırnaksı bir maddeden, uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı.

Boru : Borazan. Bir yerden başka bir yere sıvı, gaz vb. aktarmaya yarayan, içi boş, uçları açık, uzun ve dar silindir.

Ağızlık : Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılmış olan kapak. Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer. Nefesli çalgılarda ağza gelen yer. Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm. Kuyu bileziği. Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç. Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç. Huni. Bir şeyin başladığı yer. Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes.

 

Koni : Çembersel bölge üzerindeki her noktanın çember düzlemi dışındaki bir nokta ile birleşiminden oluşan geometrik cisim. Durağan bir noktadan geçen ve kapalı bir eğriye dayanarak hareket eden bir doğrunun çizdiği yüzey, mahrut. Bu biçiminde olan. Bu yüzeyle sınırlı katı cisim.

Biçim : Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Herhangi bir şeyin benzeri. Biçme işi. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Tarz. Yakışık alan şekil, uygun şekil.

Üflemeli : Üflenerek çalınan (çalgı), nefesli.

Bakır : Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu). Bu elementten yapılmış.

Çalgı : Müzik topluluğu. Müzik aleti, çalgı aleti, enstrüman. Çalgı çalma, müzik.

Savaş : Uğraşma, kavga, mücadele. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele. Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk, cidal.

Çağrı : Çağrı cihazı. Birinin bir yere gelmesini isteme, davet.

Aracı : İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. Ara bulucu. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta.

Genişçe : Bol bol. Uzun uzun. Biraz geniş.

Kulaklık : Kulakları soğuk, rüzgâr vb. dış etkilerden korumak için kulak kepçesini örtecek biçimde yapılmış kılıf. Radyo, telefon, telsiz vb.nde kulak ile verici arasında ses bağlantısı kurmaya yarayan araç. Ağır işitenlerin daha iyi işitebilmek için kulaklarına taktıkları pilli araç.

Salyangoz : Yumuşakçalardan, bahçelerin nemli yerlerinde yaşayan, sarmal kabuklu küçük hayvan (Helix).

Kıvrımlı : Kıvrımı olan.

Diğer dillerde Korno anlamı nedir?

İngilizce'de Korno ne demek? : French horn

Fransızca'da Korno : cor [le]

Almanca'da Korno : n. Horn, Waldhorn

Rusça'da Korno : n. корнет (M)