Koşukçu nedir, Koşukçu ne demek

Koşukçu; Yazın alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Koşuk biçiminde yazılan, imge ve şiirsellikten yoksun parçalara verilen ad. bk. koşuk.

Koşuk yazan, koşuk dizen.

Koşukçu kısaca anlamı, tanımı

Koşu : Koşma. Koşarak yapılmış olan yarış. At yarışı

Koşuk : Şiir. Koşma, türkü.

Şiirsel : Şiir niteliğinde olan.

Yoksun : Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum.

Yazıla : Devlet dairelerinde yapılmış olan müsveddenin düzeltilmesi yapıldıktan sonra yazılması için verilen "yazılsın" emri.

Parçal : Kesinti, ulak. Kalan, faiz: Niye paranın parçalını alıyı?.

Dizen : Keten ipliğinden bez yapmakta kullanılan tezgâh. (Keş köyü Ayancık Sinop).

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan ya da artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj.

Yoksu : Yoksa.

Yazıl : Bir bütünü oluşturan alt öğelerden, bir dizelgenin alt başlıklarından her biri.

Yazan : Kalem. (Muratdere Bozüyük Bilecik). Yazar.

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

 

Parç : Şişman adam. Topraktan yapılmış yoğurt kabı. Emzikli testi, topraktan yapılmış ibrik. Bakır su tası. Bakır su tası, maşrapa. Su tası. Bakır su bardağı. (Başkışla Karaman Konya).

Biçi : Erkek çocuk.

Veri : Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done. Bilgi, data. Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi. Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey. Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları. Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler.

Şiir : Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk. Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey.

Yazı : Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi. Metal paraların üzerinde değeri yazılan yüzü. Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü. Düz yer, ova, kır. Yazgı. Harfleri yazma biçimi. Alfabe. Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale.

İmge : Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, hayal, hülya. Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj. Duyularla algılanan, bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar, hayal, imaj. Genel görünüş, izlenim, imaj.

 

Dize : Şiirin satırlarından her biri, mısra.

Diğer dillerde Koşukçu anlamı nedir?

Osmanlıca Koşukçu : manzume, nâzım