Meet türkçesi Meet nedir

  • Rastlamak.
  • Ödemek.
  • Dokunmak.
  • Yerine getirmek.
  • Toplanmak.
  • Karşılaşmak.
  • Karşılamak.
  • Karşı karşıya gelmek.
  • Tatmin etmek.
  • Uygun.
  • Buluşmak.
  • Münasip.
  • Bulmak.
  • Görüşme yapmak.
  • Doyurmak.
  • Tesadüf etmek.
  • Rast gelmek.
  • Yanıtlamak.
  • Değmek.
  • Tanışmak.
  • Görüşmek.
  • Kavuşmak.

Meet ile ilgili cümleler

English: "I'll bring my dog along, so you can meet him." "What?! Don't you dare bring that animal here!"
Turkish: "Köpeğimi yanımda getireceğim böylece onunla tanışabilirsin." "Ne! Buraya hayvan getirmeye yeltenme!"

English: "Soon it will get colder," said Mother Bat. "We will fly south where it is warmer and stay there all winter. This is what it means to migrate. We will travel to a cave where we will meet other bats. This is a wonderful time for us."
Turkish: "Yakında soğuk olacak." dedi anne yarasa. "Daha ılık bir yere uçacağız ve bütün kış orada kalacağız. Göçün anlamı budur. Diğer yarasalarla buluşacağımız mağaraya yolculuk edeceğiz. Bu bizim için harika bir zaman."

English: A few things didn't quite meet Tom's expectations.
Turkish: Birkaç şey, Tom'un beklentilerini bütünüyle karşılamadı.

English: A man named Mr. Itoh wants to meet you.
Turkish: Bay Itoh adında bir adam sizinle görüşmek istiyor.

English: "How do you do, James?" "Fine, thanks for asking. Nice to meet you."
Turkish: "Nasılsınız, James?" "İyiyim, sorduğun için teşekkürler. Tanıştığıma memnun oldum."

 

Meet ingilizcede ne demek, Meet nerede nasıl kullanılır?

Meet a commitment : Taahhüdü yerine getirmek.

Meet a deadline : Bir işi belirtilen zamanda bitirmek.

Meet a demand : Bir talebi karşılamak. Talebi karşılamak.

Meet a need : Gereksinim karşılamak. İhtiyacı karşılamak. İhtiyaç gidermek.

Meet again : Tekrar görüşmek. Yeniden görüşmek.

Meet the case : Şartlara uymak. Gereğini yapmak.

Meet in council : Toplanmak. Toplantı yapmak.

Meet half way : Ortayı bulmak. Uzlaşmak.

Meet and greet : (bir spor turnuvasında ya da ortak çalışılacak bir projede yapılan) tanışma toplantısı. Liman veya terminalde karşılanması hizmetleri. Sanatçıların ve ünlülerin hayranlarıyla buluşup imza dağıttıkları etkinlik. Yolcuların geldikleri havaalanı.

Meet by chance : Tesadüf etmek. Karşılaşmak. Rastgelmek. Rastlaşmak. Rastlamak. Rast gelmek.

İngilizce Meet Türkçe anlamı, Meet eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Meet ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Coincided : Uymak. Denk gelmek. Bir olmak. Çakışmak. Kesişmek. Çatışmak. Tutarlı olmak. Aynı ana denk gelmek. Örtüşmek.

Appease : Gönlünü almak. Azaltmak. Dindirmek. Gidermek (açlık). Gidermek. Hafifletmek. Bastırmak (açlığı vb). Bastırmak.

Clears : Geçmek. Temizlemek. Tahliye etmek. Seyretmek (gemi). Dağılmak. Sıyırıp geçmek. Kapatmak. Gümrükten çekmek. Boşaltmak. Aklamak.

Be acquainted : Haberi olmak. Aşina olmak. Bilmek.

Respond : Yanıt vermek. Karşılık vermek. Geri cevaplamak. Etkilenmek. -e tepki vermek. Cevap vermek. Tepki göstermek. Cevap yazmak. Ses vermek (motor).

 

Apt : Muhtemel. Eğilimli. Yatkınlık. Yerinde. Mümkün. Çabuk kavrayan. Zeki. Eğimli.

Amenable : Tabi olan. Yükümlü. Bağlı. Cevap verebilir. Aklı başında. Sorumlu. Tabi. Mükellef. Uysal.

Hit the mark : Başarmak. Büyük ikramiye kazanmak. Turnayı gözünden vurmak. İsabet etmek. İsabet ettirmek. Tahmini doğru olmak. Hedefi vurmak.

Fall into place : Biçimlenmek. Ortaya çıkmak. Çözmek. Bir araya gelmek. Yumuşak bir şekilde pürüzsüzce gitmek. Taşlar yerine oturmak. Açığa çıkmak. Yerli yerine oturmak. Düzene girmek.

Replied : Cevap vermek. Karşılık vermek. Cevaba cevapla karşılık vermek. Yanıtlanmış. Cevaplanmış.

Meet synonyms : contriving, satiates, sating, comme il faut, convenient, fulfills, regain, agglomerated, kisses, alight on, bump into, ante, conferred, admissible, argue, dabbed, brushes, clearing up, completes, counter to, discover, obtains, carry out, argued, satisfies, converged, meet up, call in, have an interview, contacting, haps, adaptable, interview.

Meet zıt anlamlı kelimeler, Meet kelime anlamı

Diverge : Açılmak. Birbirinden ayrılmak. Birbirinden uzaklaşmak. Sapmak. Farklı olmak. Ayırmak. Uyuşmamak. Ayrılmak. Uzaklaşmak. Dallanmak.

Fall short of : Umduğu gibi çıkmamak. Beklentileri karşılamamak. Tükenmek. Eksik gelmek. Yetişmemek. Beklentileri karşılayamamak. Az gelmek. Yetersiz kalmak. Yetmemek. Bekleneni verememek.

Disagree : Dokunmak. Aynı düşüncede olmamak. Karşıt görüşte olmak. Sürtüşmek. Atışmak. Bozuşmak. Aynı fikirde olmamak. Çelişmek. Uymamak. Yaramamak.

Meet ingilizce tanımı, definition of Meet

Meet kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Proper. To join. Suitable. To come face to face. To come together by mutual approach. Fit. To come upon or against, front to front, as distinguished from contact by following and overtaking. Convenient. To come in close relationship. Esp., the assembling of huntsmen for the hunt. Esp., to come in contact with by approach from an opposite direction. Qualified. An assembling together. Two lines meet so as to form an angle. Also, the persons who so assemble, and the place of meeting. Meetly. Appropriate. As, we met in the street. Esp., to come in contact, or into proximity, by approach from opposite directions. To join, or come in contact with.