Mustafacık nedir, Mustafacık ne demek

Mustafacık; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Çalıkuşu.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Ankara ili, Şereflikoçhisar ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Şanlıurfa ili, Akziyaret bucağına bağlı bir yer.

Mustafacık anlamı, kısaca tanımı

Musta : Mustafa

Mustafa : Seçilmiş, seçkin. Hz. Muhammed'in adlarından.

Şereflikoçhisar : Ankara iline bağlı ilçelerden biri.

Şanlıurfa : Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Akziyaret : Mardin şehrinde, Kızıltepe belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yer. Şanlıurfa şehri, Akziyaret bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Çalıkuşu : Serçegillerden, başı koyu kırmızı, çalılık yerleri seven, ötücü bir kuş.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

Şerefli : Onurlu.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Ankara : Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri, Türkiye'nin başkenti.

 

Şanlı : Tanınmış, ünlü. Yüce, ulu, büyük. 1.Onurlu, ünlü. 2.Ahlaksız kadın. Ünlü, tanınmış kimse. Diyarbakır şehrinde, Silvan ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Mardin kenti, Mazıdağı belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri. Şanlıurfa şehri, Akçakale belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Şeref : Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. Toplumca benimsenmiş iyi şöhret.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Çalık : Çarpık. Yüzünde çıban veya yara yeri olan. Yan yan giden. Koyunlarda çiçek hastalığı. Çalgın. Verev kesilmiş. Adı defterden silinmiş. Doğal olmaktan uzaklaşmış, kendi renginden olmayan. Çıban yeri.

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Şere : Yara, yanık izi.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Çalı : Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki. Olmamış meyve. Bir an, bir ara. Delikli taş. Bahçe. Keçileri kovalama ünlemi. Toprak üstü gövdelerinde sekonder kalınlaşmanın ve odunlaşmanın olduğu, boyları 1-3 m kadar olan, çok yıllık bitkiler. Kimileri bir ağaççık kadar iri olurlarsa da, genellikle bodur, gövdesiz, ancak odunsu, kimi kez dikenli, iklim ve toprak koşullarına göre bir çok türleri olan bitki takımı, bk. çalılık. Saban demirini ökçeye tutturan ağaç. (Taşpınar Aksaray Niğde). Bursa ili, Çalı nahiyesine bağlı bir bölge.

 

Anka : Masallarda adı geçen ve gerçekte var olmayan büyük bir kuş, Simurg, Zümrüdüanka.

Diğer dillerde Muskulus zigomatikus anlamı nedir?

İngilizce'de Muskulus zigomatikus ne demek ? : musculus zygomaticus