Pazı nedir, Pazı ne demek

Pazı; bir bitki bilimi terimidir. kökeni farsça dilinden gelmektedir.

"Pazı" ile ilgili cümleler

  • "Pazılarına pek güvendiği için bu kürek oynatılmayan havada adayı dolaşmaya kalkar." - S. F. Abasıyanık

Yerel Türkçe anlamı:

Hamur topağı, beze.

Meşe ağacının meyvesi, palamut.

Kısa boylu ardıç ağacı.

Sac üstünde pişirilen ekmek, bazlama.

[Bakınız: pazlama]

Börek.

Ayak tarağı.

Yufka.

Arabanın iki tekerinin arasındaki bölüm, mazı.

Biyoloji'deki anlamı:

Çiçeklerde periantları 5 parçalı, geniş ve tüysüz olan yaprakları sebze olarak kullanılan, bir ya da çok yıllık otsu bitki.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Ekmek yapmak üzere hazırlanan yuvarlak hamur parçaları. (*Mudurnu -Bolu; Üreğil *Çankaya -Ankara)

İngilizce'de Pazı ne demek? Pazı ingilizcesi nedir?:

spinach beet, wild beet

Fransızca'da Pazı ne demek?:

bras

Pazı hakkında bilgiler

Pazı (Beta vulgaris var. cicla), Ispanakgillerden, yaprakları büyük olan bir sebze bitkisidir. Ispanak benzeridir. Bol vitaminli olduğundan besleyici ve sindirimi kolaydır.

 

Pazı ile ilgili Cümleler

  • Onun şişkin pazısı var.
  • Onun pazıları çok büyük.
  • Onun pazıları büyük.
  • Pazı, vitaminler, mineraller, protein ve diyet lifi açısından zengindir.

Pazı anlamı, tanımı:

Ispanak : Ispanakgillerden, yapraklarından sebze olarak yararlanılan bir bitki (Spinacia oleracea).

Yaprak : Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça. Börek, baklava vb. şeylerde yufka. Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Sarma yapılmış olan asma yaprağı.

Sebze : Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat.

Bitki : Bulunduğu yere kök vb. organlarıyla tutunan, çoğunlukla fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluşturan, birçoğu spor veya tohum aracılığıyla döl vererek çoğalan bir veya çok yıllık, otsu, odunsu canlıların genel adı, nebat.

Yaban pazısı : Iştır.

Pazı kemiği : Kol kemiği.

Pazılı : Pazısı olan.

Yaban : Yabancı, el, yerli halktan olmayan kimse. Vahşi olan, evcil olmayan canlı. Kendi kendine yetişen bitki. Issız. Aile ocağından uzak olan yer. İnsan yaşamayan ıssız yer.

Pancar : Bu bitkinin şeker elde edilen kalın ve etli kökü. Ispanakgillerden, vitamince zengin bir bitki (Beta vulgaris).

Yabani : Görgüsü olmayan, kaba ve hoyrat (kimse). Doğada yaşayan, evcil olmayan (hayvan), evcil karşıtı. Doğada kendiliğinden yetişen (bitki).

 

Omuz : Boynun iki yanında, kolların gövdeye bağlandığı bölüm.

Dirsek : Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası. Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas. Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı. Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm.

Bölüm : Çağ, devir. Bir bütünü oluşturan parçaların her biri, kısım. Canlıların bölümlenmesinde filumların bir araya gelmesiyle oluşan birlik. Bölme işlemi sonunda elde edilen sayı. Bir okul veya üniversitenin herhangi bir bilim ve uzmanlık dalında eğitim sağlayan birimlerinden her biri, departman. Bir kuruluşun yönetim birimlerinden her biri, departman, seksiyon.

Şişkin : Şişmiş, şişirilmiş.

Büyük : Üstün niteliği olan. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Niceliği çok olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Önemli.

Bir : Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Aynı, benzer. Sadece. Bir kez. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bu sayı kadar olan. Beraber. Sayıların ilki. Ancak, yalnız.

Ekmeklik : İçine ekmek konulan kap. Ekmek yapmaya yarayan veya ayrılan. Oyunda her zaman yenilerek kendisinden para kazanılan kimse.

Hamur : Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu. İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri). Ağrı iline bağlı ilçelerden biri. Öz, asıl, maya. Kâğıtta tür, nitelik.

Beze : Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde. Hamur topağı, pazı. Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılmış olan bir çeşit pasta türü.

Pazıbaşı : Pancar yaprağı.

Pazık : Pancar.

Pazıpancarı : Pancar.

Pazıpenceresi : Şekerpancarının yeşil yaprakları.

Pazıpenceri : Pancar.

Pazısız : Pazısı olmayan.

Pazıvat : Polis.

Diğer dillerde Pazı anlamı nedir?

İngilizce'de Pazı ne demek? : n. arm

Fransızca'da Pazı : biceps [le]; poirée [la], bette [la]

Almanca'da Pazı : n. Bizeps, Oberarm, Mangold

Rusça'da Pazı : n. бицепс (M)