Poz nedir, Poz ne demek

Poz; kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Resim ve fotoğrafta duruş
  • Fotoğrafta objektifin açık kaldığı süre.
  • Fotoğraf makinesinde kullanılan filmde her bir kare.
  • Kurum, çalım.

"Poz" ile ilgili cümleler

  • "Yastıkları hastaya vereceğim yan oturma pozuna göre dizdim." - R. N. Güntekin
  • "Büyük yazar pozlarındalar ama edebiyat dünyası denilen şu dünyanın ne geçmişinden ne şimdisinden haberleri var." - N. Meriç

Poz anlamı, kısaca tanımı:

Poz kesmek : Çalım atmak, afili görüntü vermek.

Poz vermek : Resim yaptırmak veya fotoğraf çektirmek için durum almak.

Resim : Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç. Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılmış olan biçimleri. Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat. Tören. Fotoğraf. Açık gösterge, kesin sonuç.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

Duruş : Durma işi.

Açık : Belirgin bir biçimde. Aralığı çok. Çalışır durumda olan. Gizliliği olmayan, olduğu gibi görünen. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. Örtüsüz, çıplak. Belli bir yerin biraz uzağı. Bir gereksinimin karşılanamaması durumu. Sevişme sahnelerini bütün çıplaklığıyla anlatan (kitap, resim, film vb.). Kolay anlaşılır, vazıh. Engelsiz, serbest. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. Boş. Her türlü düşünceyi hoşgörüyle karşılayabilen, etkisinde kalabilen.

 

Süre : Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri.

Kurum : Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese. Ocak bacalarında biriken veya çevrede savrulan kalın is. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür.

Çalım : Bir oyuncunun topu elinden veya ayağından kaçırmadan karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle geçmesi. Kılıcın keskin yanı. Biraz benzeme, andırma. Geminin su kesiminden aşağı bölümünün baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. Menzil, erim. Karşıdakini etkilemek amacıyla yapılmış olan abartılı davranış, kurum, caka, afra tafra, afur tafur, zambır.

Poz kesme : (Argo): Rolü düşünmeden, ölçü dışına çıkarak ve kendi göriinüşünü ön plana alarak oynama. Rolü, oynanması gereken ölçüden daha abartılı, gereksiz ve aşırı sert vurgulamaları ve duraksamalarla oynamak.

Poz kesmek : çalım atmak, afili görüntü vermek.

Poz ile ilgili Cümleler

  • Yarışma bitene kadar resim için poz vermeyin.
  • Onun nezaketi sadece bir poz.
  • Herkes bir resim için poz verdi.
  • Ali ve Mary bir resim için birlikte poz verdi.
  • Herhangi bir resim için poz vermedim.

Diğer dillerde Poz anlamı nedir?

İngilizce'de Poz ne demek? : [Poz] n. exposure, pose, time exposure, copy, posture, attitude

Fransızca'da Poz : pose [la]

Almanca'da Poz : n. Pose

Rusça'da Poz : n. поза (F), выдержка (F), экспозиция (F)