Sınırlayıcı etken nedir, Sınırlayıcı etken ne demek

Sınırlayıcı etken; Biyoloji alanında kullanılan bir sözcüktür.

Biyoloji'deki anlamı:

Belli bir çevrede, bazı maddelerin noksanlığı sebebiyle, büyümeyi ya da üremeyi sınırlayan faktörler. Örneğin, bazı topraklarda azot, bazılarında ise fosfor sınırlayıcı etken olabilir.

Sınırlayıcı etken anlamı, kısaca tanımı

Sını : Ağaçtan yapılmış yayık. “Tuluhdan, sınısıdan yayduh.”. Sini, yemek sofrası

Sınırlayıcı : Tahdidi (bk. tüketici).

Etken : Etki eden şey, faktör. Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir. Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı.

Sınır : İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut. Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit. Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç. Uç, son. Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit.

Olabilir : Gerçekleşme imkânı bulunan, olur, mümkün, kabil.

Örneğin : Söz gelişi.

Fosfor : Atom numarası 15, atom ağırlığı 30,97, yoğunluğu 1,83 olan, yarı saydam, bal mumu kıvamında, karanlıkta ışıldayan, sarımsak kokulu, zehirli bir element (simgesi P).

 

Noksan : Eksik. Eksiklik, kusur.

Faktör : Etmen. Etken.

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Büyüme : Büyümek işi.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Noksa : Muska.

Sebeb : Neden.

Topra : Torba.

Üreme : Üremek işi. Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

Diğer dillerde Sınırlayıcı etken anlamı nedir?

İngilizce'de Sınırlayıcı etken ne demek ? : limiting factor