Sallanmazlık nedir, Sallanmazlık ne demek

Sallanmazlık; Sinema alanında kullanılan bir sözcüktür.

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Alıcının çalıştırılırken sağlam bir desteğe oturtulmasından dolayı görüntülerdeki düzgünlük. Sallanmanın karşıtı.

Sallanmazlık tanımı, anlamı

Salla : Salya

Sallanma : Sallanmak işi.

Oturtulma : Oturtulmak işi.

Düzgünlük : Düzgün olma durumu.

Düzgünlü : Yüzüne düzgün sürmüş olan.

Görüntü : Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal. Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme. Manzara. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta.

Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.

Düzgün : Doğru ve pürüzsüz, muntazam. Fondöten. İyi. Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde. Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim). Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam.

Dolayı : Çevrede, etrafta bulunan. Ötürü.

 

Sağlam : Dayanıklı, kolay bozulmaz, yıkılmaz, stabil. Sakatlık veya hastalığı bulunmayan, sağlıklı, sıhhatli. Gerçek, inanılır bir temeli olan. (sa'ğlam) Her hâlde, muhakkak. Zarar görmemiş, bozulmamış. Güvenilir.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Alıcı : Satın almak isteyen kimse, müşteri. Almaç. Azrail. Kendisine bir şey gönderilen kimse. Kamera.

Deste : Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam. Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri. Elli iki karttan oluşan iskambil kâğıdı. Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri. Aynı cinsten onluk bir küme.

Dolay : Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, civar.

Düzgü : Norm.

Görün : Mezar, mezarlık.

Çalış : Çalma işi.

Görü : Görme yetisi. Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret. Dolaysız kavrama, birden kavrama.

Diğer dillerde Sallanmazlık anlamı nedir?

İngilizce'de Sallanmazlık ne demek ? : stability