Sandalye nedir, Sandalye ne demek

Sandalye; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Sandalye" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Odalarda mobilya namına, uzun, kısa yuvarlak bir sürü masayla sandalyeden başka bir şey yok." - E. M. Karakurt
  • "Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz sandalye vehminden doğmuş telakki ediyorum." - H. E. Adıvar

Sandalye hakkında bilgiler

Sandalye, oturmak için kullanılan bir eşyadır. Genellikle bir kişinin oturabileceği ebatta olup, çeşitli şekillerde ve malzemelerle imal edilebilmektedir. Asıl olarak dört ayağı, oturma kısmı ve sırt bölümü bulunmaktadır. Yetişkinler için ve çocuklar için farklı boyutları mevcuttur. Bulunulan mekana ve buna bağlı olarak gereken işlevine göre farklı stillerde, görsel, biçimsel özelliklerde ve farklı materyallerle üretilebilmektedir. Günümüzde bu sandalyeler birçok farklı kategorilere ayrıldı ve yüzlerce modele ulaştı.

Sandalye ile ilgili Cümleler

  • Şimdiye kadar kaç tane sandalye kurdun?
  • Sandalye kapının yanında duruyor.
  • Sandalye henüz gelmedi.
  • Tekerlekli sandalyedeki yaşlı adam bana annemi gençken tanıdığını söyledi.
  • Ali sandalyesinden kalktı.
  • Sandalye kapıdan uzak.
  • Biz bir çift yeni sandalye aldık.
  • Sandalye çok küçük.
  • Sandalye kırık. Onu birine tamir ettirsen iyi olur.
  • Bir sandalyede oturup televizyon izliyordu.
  • Sandalye ahşaptan yapılmış.
  • Ali sandalyeleri yan odaya taşıdı.
  • Sandalye benim için çok alçak.
  • Televizyon izlerken bir sandalyede oturuyordu.
 

Sandalye kısaca anlamı, tanımı:

Oturma : Oturmak işi. Kısa süre için konukluğa gitme.

Eşya : Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesneler.

Sandalye kavgası : Makam kapmak veya makamını yitirmemek için gösterilen çaba.

Elektrikli sandalye : Bazı ülkelerde ölüm cezasının uygulanmasında kullanılan araç.

Kolçaklı sandalye : Taşıyıcı kısımları masif malzemeden yapılan, oturma yüzeyi ve arkalığı genellikle elastik olan tek kişinin oturabileceği mobilya.

Tekerlekli sandalye : Sakatların bir yere gidebilmek için kullandıkları tekerlekleri olan oturma aracı, tekerlekli koltuk.

Sandal : Sandalet. Sandalgillerden, kerestesi sert ve kokulu bir ağaç (Santalum album). İnsan taşıyacak biçimde yapılmış, kürekle yürütülen deniz teknesi.

Sandalyeci : Sandalye yapan ve satan kimse.

Sandalyecilik : Sandalyecinin yaptığı iş.

Sandalyeli : Sandalyesi olan.

Sandalyelik : Sandalye yapmaya elverişli olan (ağaç). Sandalyeden zedelenmemesi için duvara çakılan ince uzun tahta kaplama.

Sandalyesiz : Sandalyesi olmayan. Koltuktan inmiş, koltuğunu kaybetmiş.

Arkalıklı : Arkalığı, sırt dayayacak yeri olan.

Koyacak : İçine öteberi koymaya yarayan şey.

Kişilik : Yabanlık. Herhangi bir sayıda kişiden oluşan. Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet. Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü. Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda olan. İnsanlara yakışacak durum ve davranış.

 

Makam : Mevki, kat, yer. Klasik Türk müziğinde bir müzik parçası veya şarkının işleniş biçimi.

Koltuk : Yapıcılıkta yan destek. Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer. Yüksek mevki, makam. Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye. Kayırma, destek. Kenar, tenha yer. Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip. Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler. Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni. Koltuklama veya koltuklanma. Genelev.

Mevki : Bazı ulaşım araçlarında yolculara veya tiyatro, sinema vb. yerlerde seyircilere sağlanan konfora ve bilet ücretlerine göre düzenlenmiş yer. Yer, mahal. Durum. Makam.

Oturmak : Yer almak, geçmek. Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak. Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak. Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak. Belli bir yörüngede dönmeye başlamak. Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek. Sıvı tortuları dibe çökmek, dipte toplanmak. Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek. Herhangi bir durumda belli bir süre kalmak. Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak. Biriyle beraber yaşamak. Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek. Benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek.

Sandalye sazları : Çok yıllık, ender olarak bir yıllık olabilen kara veya su üstü bitkileri.

Diğer dillerde Sandalye anlamı nedir?

İngilizce'de Sandalye ne demek? : n. chair, seat

Fransızca'da Sandalye : chaise [la]

Almanca'da Sandalye : n. Stuhl

Rusça'da Sandalye : n. стул (M), должность (F)