The theory of contestable market türkçesi The theory of contestable market nedir

  • İktisat alanında kullanılır.
  • Yarışılır piyasalar kuramı.
  • Yarışabilir piyasalarda piyasaya olası girişler mevcut firmalar üzerinde tehdit oluşturacağı için piyasadaki firma sayısından bağımsız olarak firmaların fiyatlarını marjinal maliyetlerine eşitleyecek biçimde hareket edeceklerini ve bu yüzden piyasanın tam rekabet piyasasını andıracağını ileri süren ve baumol tarafından geliştirilen kuram.

The theory of contestable market ingilizcede ne demek, The theory of contestable market nerede nasıl kullanılır?

The : Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer). Belgili tanımlık. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır.

Theory : Teori. Kuram. Bilimsel bilgilerden türetilen ve gerçeklenmeye açık olmakla birlikte henüz gerçeklenmemiş olan bilgiler dizgesi, bk. kurmaca. Nazariye. Bilgisayar, eğitim, kimya, ekonomi, sosyoloji alanlarında kullanılır. Düşünce alanında kalan bilgi ve bu nitelikteki bilginin bilimsel temel ve kuralları. gözlem konusu olan bir sınıf olay ve ilişki üzerinde yapılan deneyler sonucu doğruluğu hemen hemen kesinleşen yöntemli açıklama. Bilgi edinme sürecinin herhangi bir aşamasında ortaya atılan, geçerlilik ve güvenilirliği bilimsel yöntemle saptanmış bir genel bilgi ve açıklama düzeni. Bir sonucu ilgilendiren düşüncelerin tümü, düşünce alanında kalan bilgi ve bu bilginin temel ve kuralları. Özdeğin , araştırma sınırları içindeki tüm nitel ve nicel ilişki, durum ve devinimlerinin, gözlem, varsayım, deney ve yasalarla belirlenen bilgileri üzerine düşünsel olarak kurulan genel düzenleme.

 

Of : İle ilgili. -nin. Li. -in. -dan. -li. In. Yüzünden. -den. -den övünerek bahsetmek.

Contestable : Su götürür. Çekişmeli. Karşı çıkılabilir. Tartışılabilir. Şüpheli. Tartışmaya açılabilir. İtiraz edilebilir.

Market : Satmak. Pazarlamak. Piyasa. Alışveriş yapmak. Talep. Genel satak. İstek. Satışa çıkarmak. Çarşı. Alıcılarla satıcıların belirli bir günde bir araya gelerek alış veriş ettikleri yer.

The theory of producer behaviour : Üretici kuramı. Mal ve hizmet piyasalarında satıcı olarak yer alan ve birbirlerine benzeyen çok sayıdaki üreticiden gelişigüzel seçilmiş birinin davranışlarını ve bu davranışların gerisinde yatan nedenleri inceleyen kuram.

By the theory of relativity : İzafiyet kuramıyla.

The theory of interest rate parity : Faiz oranları değerdeşliği kuramı. Sermaye hareketlerinin serbest olması koşuluyla, iki ülkedeki aynı risk ve vadeye sahip borç senetleri faiz oranları arasındaki farkın, işlem maliyetleri dışında, döviz kurlarındaki değişmelerle karşılanarak eşitleneceğini öngören kuram.

The theory of gravitation : Tümevarım yöntemini kullanarak, alana ilişkin görgül bulgu ve anketleri genel formüllere dönüştürerek, işletme ve yerleşim merkezlerinin çekicilik derecelerini saptamaya çalışan ve başta william j. reilly olmak üzere birçok iktisatçının katkısıyla biçimlenen kuram. Yer çekimi teorisi. Çekim alanı kuramı.

 

The theory of consumer behaviour : Tüketici kuramı. Mal ve hizmet piyasalarında alıcı olarak yer alan ve birbirlerine benzeyen çok sayıdaki hanehalkından temsili olarak seçilmiş birinin davranışlarını ve bu davranışların gerisinde yatan nedenleri inceleyen kuram.

İngilizce The theory of contestable market Türkçe anlamı, The theory of contestable market eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak The theory of contestable market ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Abnormal budget receipts : Olağanüstü bütçe geliri. Olağanüstü bütçe harcamalarını karşılamak için, söz konusu dönemde ek harç, vergi ve borçlanma gibi yollarla elde edilen gelir.

Ability to pay approach : Bireylerin, devlet harcamalarının finansmanına, elde ettikleri gelir düzeyiyle orantılı olarak vergilendirilmeleri yoluyla katılmalarını ifade eden ve adam smith tarafından geliştirilen vergileme yaklaşımı. krş. yararlanma yaklaşımı. Güç yaklaşımı.

A shift in individual demand : Bir tüketicinin bir mala olan istemini etkileyen fiyat dışındaki diğer değişkenlerde ortaya çıkan bir değişme sonucu bireysel istemin artması veya azalması, diğer bir deyişle bireysel istem eğrisinin sağa (yukarıya, kuzeydoğuya) veya sola (aşağıya, güneybatıya) kayması. Bireysel istem kayması.

Abnormal budget expenditures : Olağanüstü bütçenin giderleri. Olağanüstü bütçe gideri.

Ability to pay principle : Ödeme gücü ilkesi. Vergilemenin bireylerin ödeme gücüne uygun bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden bir vergileme ilkesi. kaynağı bol olanların kamu projelerine daha fazla katkı vermesi gerektiği ilkesi.

A group shares : A grubu hisse senedi. Şirkete sonradan ortak olanlardan farklı olarak, şirketin ilk kurucularına genellikle kara iştirak ve oy kullanmayla ilgili haklar veren ayrıcalıklı hisse senedi türü.

Abolition of forced labour convention : Zorla ya da zorunlu çalıştırmanın herhangi bir biçiminin siyasal zorlama ve eğitme, siyasal ya da ideolojik görüşlerin açıklanması nedeniyle cezalandırma, işgücünü harekete geçirme, çalışma disiplinini sağlama, ayrımcılık ve işbırakımını, katılanları cezalandırma aracı olarak kullanılmasını yasaklayan, 1957 yılında kabul edilen temel uluslararası çalışma sözleşmelerinden birisi. Zorla çalıştırmanın yasaklanması sözleşmesi.

Ability rent : Yetenek rantı. Özel yeteneklere sahip olan kişilerin üretime katkılarının üstünde elde ettikleri kazanç fazlası. krş. kıtlık rantı.

A pass through certificate : Tutsat senedi. Taşınmaz rehniyle sağlanmış bir kişisel alacak karşılığında alacak sahibi finansal kurum tarafından çıkarılan değerli kağıt.

A shift in supply : Sunum kayması. Üreticilerin mal sunumunu etkileyen fiyat dışındaki değişkenlerde ortaya çıkan değişme sonucu sunumun artması veya azalması diğer bir deyişle sunum eğrisinin sağa (aşağıya, güneydoğuya) veya sola (yukarıya, kuzeybatıya) kayması. krş. sunumun sağa kayması, sunumun sola kayması.

The theory of contestable market synonyms : a change in demand, a change in individual demand, a change in supply, abnormal budget, a shift in demand, a type mutual funds.