Tingirdemek nedir, Tingirdemek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Teneke, bakır ve benzerleri şeylere vurulunca ses çıkarmak.

Tingirdemek anlamı, kısaca tanımı

Tingir : Çinko, teneke ya da bakırdan yapılmış leğen, kova ve benzerleri şeyler. Öfkeli, sinirli

Çıkarmak : Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak. Sonunu getirmek. Hatırlamak. Bulmak, ortaya koymak. Yapmak, üretmek. Giysi, ayakkabı vb.ni vücuttan ayırmak, soymak. Bir müzik parçasını notalarıyla çalmak. Boşaltmak. Sunmak. Göstermek. Üçüncü bir sayı elde etmek üzere belli bir sayıdan, daha az değerli başka bir sayı kadar birim eksiltmek, tarh etmek. Gidermek. Fotoğraf çektirmek. Resim yapmak. Söylemek. Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek. İlgisini keserek uzaklaştırmak. Sağlamak, elde etmek. Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek. Sindirim yolundan dışarı atmak, kusmak. Gibi göstermek, bir davranış yüklemek. Yayımlamak. Yollamak, göndermek.

Çıkarma : Çıkarmak işi, emisyon. Düşman kıyılarına gemi, bot vb.nden asker indirme, asker çıkarma. Dört işlemden biri, çıkarmak işlemi, tarh.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

 

Teneke : Yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. Bu sacdan yapılmış. Bu sacdan yapılan, yaklaşık yirmi litre hacmindeki kap. Bu kabın aldığı miktarda olan.

Tenek : Asma, kabak ve salatalığın uzamış sürgünleri. Ocak.

Bakır : Atom numarası 29, yoğunluğu 8,95 olan, 1084 °C'ye doğru eriyen, doğada serbest veya birleşik olarak bulunan, ısı ve elektriği iyi ileten, kolay dövülür ve işlenir olduğundan eski çağlardan beri türlü işlerde kullanılan, kızıl renkli element (simgesi Cu). Bu elementten yapılmış.

Şeyle : Şöyle.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Bakı : Özellikle dağlık yörelerde bir yamacın güneş ışınlarına, güneye veya kuzeye karşı konumunu belirleyen, bunun sonucu olarak da doğal şartlarını tespit eden durumu. Denetleme. Fal.

Tene : Tane. Pilav. Issız. Tahıl tanesi. Bulgur pilavı. Tekne. Tane (bk. tane). Tane, adet. Tane, bk. tenê.

Vuru : Kalbin, gevşeyip kasılmasından ileri gelen atım hareketi.

Ses : Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. Akciğerlerden gelen havanın ses yolunda oluşturduğu titreşim. Duygu ve düşünce. Aralarında uyum bulunan titreşimler.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Tinea anlamı nedir?

İngilizce'de Tinea ne demek ? : tinea