Trail türkçesi Trail nedir

  • İzini sürmek.
  • Süzülmek.
  • İncecik tütmek.
  • İz.
  • Takip etmek.
  • Bilgisayar alanında kullanılır.
  • Yol.
  • Peşinden sürüklemek.
  • Gerisine düşmek.
  • Kuyruk.
  • Kuyruk (elbise vb.).
  • Patika.
  • İz sürmek.
  • Deneme.
  • Bir bilgi ya da yordamı uygulama yoluyla ya da denenceyle sınama.
  • İzlemek.
  • Uzanmak.
  • Koku.
  • Gelişigüzel uzanıp gitmek.
  • Gerisinde olmak (başkalarının).
  • Keçiyolu.
  • Sürüklenmek.

Trail ile ilgili cümleler

English: The trail was not clearly marked.
Turkish: İz açıkça işaretlenmemişti.

English: Where does this trail go to?
Turkish: Bu keçi yolu nereye gidiyor?

English: Detective Dan Anderson stayed on the trail like a bloodhound.
Turkish: Dedektif Dan Anderson bir tazı gibi iz üzerinde kaldı.

English: The trail ahead looked rough.
Turkish: İz başta kaba görünüyordu.

English: Ali and Mary are enjoying a walk along the pilgrims' trail in France.
Turkish: Ali ve Meryem Fransa'daki hac yolu yürüyüşünün keyfini çıkarıyor.

Trail ingilizcede ne demek, Trail nerede nasıl kullanılır?

Trail along : Yavaş yavaş yürümek. Yorgun argın hareket etmek.

Trail angle : Gerileme açısı.

Trail away : Canlılığını yitirmek. (sesi) kısılmak.

Trail behind : Peşinde sürüklenmek. Arkasından çekilmek. Arkadan çekilmek.

Trail of blood : Kan izi.

Trail rope : Çeki halatı.

 

Blaze the trail : Başı çekmek. Yol açmak. Öncülük etmek.

On the trail of : Peşinden gelerek. Takip ederek. İzleyerek. Peşinde. İzinde. Sonra gelerek.

Meteor trail : Meteor izi. Havaya giren bir meteorun ardında görülen ışık çizgisi.

Audit trail : Denetleme tarihçesi. Denetim tarihçesi. Bilgiişlem denetim tarihçesi. Denetim geçmişi. Denetleme yolu. Denetim izi. Denetleme izi.

İngilizce Trail Türkçe anlamı, Trail eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Trail ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Trailed : Sürüklemek. Sürünmek. Dökülmek (yorgunluktan). Yerde uzamak (bitki).

Paths : Yörünge. Pist. Meslek.

Column : Makale. Köşe yazısı. Sütun. Kolon. Dikeç. Basamak (matematik terimi). Köşe. Basamak. Omurgalılarda kalın bağırsağın rektumdan önce gelen, dışkıdan fazla suyu emen bölgesi. böceklerde bağırsağın ikinci bölgesi. elektron mikroskobunda elektromanyetik merceklerin yerleştirildiği, içinden elektronların geçtiği havası boşaltılmış metal boru. Direk.

Lugged : Sürüklemek. Çekmek. Yaka paça kelepçelenip tecrit edilmiş.

Accent bar : Vurgu çubuğu.

Hound : Tazı ile ava gitmek. Tahrik etmek. Kışkırtmak. Av köpeği. Tazı. Hastası. Peşini bırakmamak.

Sleuth : Detektif. Hafiye. Avlamak. Dedektif. Av köpeği. Polis köpeği.

Footpath : Taşıt geçmesine elverişli olmayan, genellikle yüksek ve engebeli yerlerdeki, ancak bir kişinin kolayca geçebileceği dağyolu. Yaya yolu. Yayageçidi. Kaldırım. Tretuvar. Yaya kaldırımı. Keçi yolu.

Scud : Hızla gitmek. Rüzgarla sürüklenmek. Hızla hareket etmek. Pupa yelken gitmek. Rüzgarla sürüklenme. Hızla geçip gitmek. Hızla gitme. (bulut) hızla gitmek. Kısa süren şiddetli rüzgar.

 

Trail synonyms : be led to, tail, dog, drop behind, dribble down, footpaths, odors, essay, exhalations, chases, device, flow, gateway, rides, aromas, lugging, dints, spool, spoors, sleuths, dissertation, juts, drifts, cart road, lengthen, conduit, expedients, distils, scent out, jutted, aroma, be in line with, avenues.

Trail zıt anlamlı kelimeler, Trail kelime anlamı

Stay in place : Yerinde kalmak.

Trail ingilizce tanımı, definition of Trail

Trail kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To be drawn out in length. A track followed by the hunter. To track. A track left by man or beast. As, a deer trail. To follow after. To hunt by the track. A scent on the ground by the animal pursued.