Verse türkçesi Verse nedir

Verse ile ilgili cümleler

English: Dr. Faust was well versed in alchemy.
Turkish: Doktor Faust simyayı çok iyi bilirdi.

English: He translated the verse into English.
Turkish: O, pasajı İngilizceye çevirdi.

English: I can't remember how the second verse starts.
Turkish: İkinci dizenin nasıl başladığını hatırlayamıyorum.

English: The next verse is even more touching.
Turkish: Bir sonraki ayet bile daha dokunaklı.

English: From which chapter is this verse?
Turkish: Bu ayet hangi bölümden?

Verse ingilizcede ne demek, Verse nerede nasıl kullanılır?

Verse form : Bilgi formu.

Verse line : Bilgi hattı.

Blank verse : Uyaksız şiir. Kafiyesiz şiir. Serbest nazım. Kafiyesiz on heceli nazım şekli.

Chapter and verse : Kaynak. Bir alıntıya vb atıfta bulunmak. Kanıtlarla doğruluğunu savunmak. Bir pasaja yapılan gönderme. Bir konuya ait tüm ayrıntılar veya gerçekler veya noktalar.

Eighth verse : Sekizinci sırada yer alan dize. Sekizinci dize.

Second verse : İkinci paragraf. İkinci kıta. İkinci mısra. İkinci dize.

Versed : Muttali. Hünerli. Ters. Bilgili. Tecrübeli. Deneyimli. Marifetli. Usta.

White verse : Uzunluk olan eşit olan ve kafiyesi olmayan şiir dizeleri. Beyaz mısra. Beyaz dize.

 

Seventh verse : Yedinci dize. Yedinci parağraf.

Give chapter and verse : Gönderme yapmak. Kaynak göstermek. Kaynak vermek veya göstermek. Detaylı bilgi vermek.

İngilizce Verse Türkçe anlamı, Verse eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Verse ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Sonneteer : Sone yazarı. Şiirleştirmek. Soneler yazmak.

Poetise : Şiirle ifade etmek.

Landmass : Büyük kara parçası.

Versified : Nazım yapmak. Şiir haline koymak. Şiir ile ifade etmek. Nazımlaştırmak.

Continent : Anakara. Ana kara. Ölçülü. Asya, afrika ...gibi, yeryüzünün altı büyük kara parçasından her biri. İffetli. İdrarını tutabilen. Alan. Britanya ve irlanda haricindeki avrupa kıtası.

Composes : Meydana getirmek. Yatıştırmak. Eser yaratmak. (aralarındaki anlaşmazlıkları) gidermek. Toparlamak. Arabuluculuk yapmak. Yaratmak. Yazmak. Bestelemek.

Quadrants : Çemberin dörtte biri. Dördün. İletki. Dairenin dörtte biri. Çeyrek düzlem. Oktant (astronomi terimi). Kuadrant. Kadran. Çeyrek daire.

Song : Güfte. Şarkıcılık. Destan. Şarkı sözü. Güncel konulara, aşk konularına, yaşama sevincine değinen, kabarelerde söylenen şarkı. epik tiyatroda oyuncuların açıklamalı ezgileri. Ezgi. Yır. Parça. Ötme.

Battalion : Tabur. Müfreze.

Rimes : Kırağı. Kırağı düşmek. Kafiye. Kırağı bağlamak. Kırağı ile kaplamak. Uyak.

Verse synonyms : literary genre, doggerel verse, heroic poetry, poetic, landmasses, versifies, poems, compose, romanced, ballad, limerick, quarter note, batt, poetize, versing, jingle, verse form, rhyme, battalions, stich, poem, stanza, versicles, numbers, sonneting, rime, poetries, detachment, poetizes, crotchet, tetrastich, nazim, ballads.

Verse ingilizce tanımı, definition of Verse

Verse kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To make verses. A line consisting of a certain number of metrical feet ([Bakınız: Foot] 9) disposed according to metrical rules. To versify. To tell in verse, or poetry.