Ödeyebilirlik nedir, Ödeyebilirlik ne demek

Ödeyebilirlik; İktisat alanında kullanılan bir kelimedir.

İktisat terim anlamı:

Bir kişi veya işletmenin vadesi dolduğunda borçlarını ödeyebilme yeteneği.

İşletmenin feshi durumunda mevcut varlıklarıyla yükümlülüklerini karşılayabilme gücü.

Ödeyebilirlik anlamı, kısaca tanımı

Ödeyebilirlik aralığı : İşletmenin varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark

Ödeyebilirlik oranı : İşletmenin yükümlülüklerinin varlıklarının içindeki payı.

Karşılayabilme : Karşılayabilmek işi.

Ödeyebilme : Ödeyebilmek işi. [Bakınız: ödeyebilirlik].

Yükümlülük : Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluluğu, yükümlülük, yüküm, mükellefiyet, mecburluk, mecburiyet.

Varlıklar : Bir tecimenin ya da ortaklığın para ile değerlendirilebilen malları ve haklarının toplamı. Bir tecimen ya da ortaklığın toplanabilecek alacaklarını da kapsamak üzere belirli bir süredeki taşınır ve durağan mallarının tümünün para olarak karşılanabilen değeri.

İşletmen : Bilgisayar vb. teknik aletleri işleten kimse, operatör.

Yükümlü : Bir şeyi yapma zorunluluğu olan, memur, mükellef.

İşletme : İşletmek işi. İş yeri. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum. Bir kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi.

 

Mevcut : Var olan, bulunan. Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü.

Varlık : Var olma durumu, mevcudiyet. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. Var olan her şey. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. Önemli, yararlı, değerli şey. Ömür, hayat.

Yüküm : Yükümlülük.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Varlı : Varlıklı. [Bakınız: varlu]. Kars kenti, Digor ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

Yeten : Herkes. Süresi dolan, günü gelen kimse: Yatan ölmez yeten ölür. Yetişen, ulaşan. Olgun, olgunlaşan. Süresi dolan, günü gelen. Tüm canlılar, herkes.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Duru : Bulanıklığı olmayan, temiz, berrak. Pürüzsüz (ten). Arınmış, karışık olmayan (dil, üslup vb.).

Borç : Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe.

Yete : Sakatlık. Taraf.

Gücü : Bez tezgâhında ipliği ayarlayan tezgâh tarağı.

Diğer dillerde Ödeyebilirlik anlamı nedir?

İngilizce'de Ödeyebilirlik ne demek ? : solvency