Öküzünüğü nedir, Öküzünüğü ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Oklavaya sararak yuvarlatılmış ince yufkaları iç içe halkalar biçiminde tepsiye döşeyip pişirdikten sonra, üzerine kaynatılmış şekerli su dökerek yapılan tatlı.

Öküzünüğü kısaca anlamı, tanımı

Öküz : Çift sürmekte, kağnı çekmekte kullanılan, etinden yararlanılan, iğdiş edilmiş erkek sığır. Bön, görgüsüz, kaba, anlayışsız, yeteneksiz kimse. Cıvalı zar

Halkalar : Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 cm. çapında 28 mm . kalınlığında tahta ya da deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma aracı. Sirkteki çeşitli gösterilerde kullanılan değişik büyüklükteki halkalar.

Şekerli : İçinde şeker bulunan. Lezzetli, tatlı.

Üzerine : Üstüne. -den daha üstün. -den dolayı. -den sonra. Hakkında.

Oklava : Hamur açmakta kullanılan silindir biçiminde uzunca, ince değnek.

İç içe : Biri ötekinin içinde veya birine ötekinden geçilen. Birbirinin içinde, karışık bir durumda, birbirine çok yakın.

Tepsi : Fincan, tabak, bardak vb. şeyleri taşımaya yarayan, derinliği olmayan, türlü büyüklükte düz kap. İçinde börek, tatlı vb. pişirmeye yarayan, az derin, geniş, düz kap. Bir kabın alabileceği miktarda olan. Bu kap biçiminde olan.

 

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Yuvar : Organizmadaki kan, lenf, süt vb. sıvılarda bulunan, genel olarak yuvarlak veya oval küçük cisim. Yer yuvarlağı gibi düzgün olmayan küresel biçim.

Oklav : Oklava.

Kayna : Kayığın iki yanında bulunan ve kıyıya çekmek için ip takılacak çıkıntılar. Şişe.

Tatlı : Şeker tadında olan. Acı olmayan, acı karşıtı. İnsanı çeken, göze, kulağa hoş gelen, rahatlatan, dinlendiren, sevindiren. Hoşa gidecek bir biçimde, tatlılıkla. Sevimli, hoş. Şekerle veya şekerli şeylerle yapılmış olan yiyecek.

Yufka : Oklava ile açılan ince, yuvarlak hamur yaprağı. Sacda pişen bir ekmek türü. Zayıf, ince, dayanıksız.

Üzeri : Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı. Bazı tamlamalarda zaman bildiren bir söz. Vücut, beden. Artan, geriye kalan bölüm. Bir şeyin dış yüzü, yüzey.

Şeker : Şeker kamışı, şeker pancarı, patates, havuç, mısır, buğday vb. bitkilerin sap ve köklerinin öz suyundan veya nişastasından çıkarılan, birleşiminde karbon, oksijen ve hidrojen bulunan, beyaz, suda eriyen, mayalanabilen ve çoğu tatlı olan maddelerin genel adı. Bu madde katılarak yapılmış lokum, akide, çikolata vb. tatlı yiyeceklerin genel adı. Şeker hastalığı. Sevimli, cana yakın ve güzel.

 

Sonra : Daha ileri bir zamanda, müteakiben, önce karşıtı. Arkadan gelen bölüm ya da zaman. Daha uzak ve ileri bir yerde. Yoksa, aksi hâlde. Makam, sıra, değer ve önemde arkada oluşu bildiren bir söz.

Halka : Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember. Değerli metallerden yapılmış olan çember biçimindeki süs eşyası. Çember biçiminde olan. Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracı. Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri. Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simit. Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçim. Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyuluk. Çember biçiminde dizilmiş topluluk.

Okla : Oklava.

Halk : Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali. Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri. Yaratma.

Şeke : Üzüm suyunun pekmez toprağı ile kestirilerek, leğende biraz kaynatıldıktan ve süzüldükten sonraki durumu.

Diğer dillerde Öküz kümesi anlamı nedir?

İngilizce'de Öküz kümesi ne demek ? : hyades