Üretim oranı nedir, Üretim oranı ne demek

Üretim oranı; Fizik alanında kullanılan bir terimdir.

Fiziksel anlamı:

Bir üretken tepkileşimlikte, üretilen yeni çekirdeksel yakıt tutarının, bölünme sürecinde harcanan yakıt tutarına oranı.

Üretim oranı anlamı, kısaca tanımı

Oran : Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin

Üretim : Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı.

Üretken tepkileşimlik : İşlediği sürece, kimi dayanıklı çekirdekleri bölünür çekirdeklere çeviren tepkileşimlik.

Çekirdeksel yakıt : Çekirdeksel bölünüm ya da çekirdeksel kaynaşım süreçlerinde harcanan özdek.

Tepkileşimlik : Çekirdeksel parçalanmalar sonucu ortaya çıkan erkeyi, ısıl erke olarak kullanıma sokan aygıt. anlamdaş çekirdeksel fırın.

Çekirdeksel : Nükleer.

Tepkileşim : Üşerlerin, özdecik ya da öğeciklerin etkileşimleri sonucu başka üşer, özdecik ya da öğecikler oluşması.

Çekirdek : Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum. Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu. Ağaçlarda soyulmayan bölüm. Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik. Atom çekirdeği. Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü. Bir şeyin temelini oluşturan.

 

Bölünme : Bölünmek işi. Hücrelerin, belli bir büyüklüğe ulaştığında eşit bölümlere ayrılıp çoğalması. Yarışta toplu olarak koşarken birbirinden ayrılma.

Üretken : Üretme gücü olan, çok üreten.

Tutarı : Sara hastalığı.

Bölün : Bir gazete veya dergide parça parça çıkan ve her parçası bir öncekinin devamı olan yazı.

Harca : Sık ve ufak salkımlı bir çeşit kırmızı üzüm.

Yakıt : Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde. Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde.

Tutar : Nicelik bakımından bir şeyin bütünü. Para miktarı, meblağ.

Tepki : Bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon. Herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genel olarak olumsuz söz veya davranış. Karşılık verme.

Tuta : 1.Karadut. 2.El ile meyve toplama işi ya da el ile toplanmış meyve : Bu elmalar tuta mıdır?. Meyveleri elle toplama. [Bakınız: duta]. [Bakınız: dutarık].

Çeki : Tartı. Odun, kireç vb. ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan, 225,978 kilogram olan ağırlık ölçü birimi. Kadınların başlarına bağladıkları örtü. Üzüntü, sıkıntı.

Süre : Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası, zaman aralığı, zaman bölümü, müddet. Gelin giysisi yapılan bir çeşit kumaş : Sürenin arşınını iki kaymeye aldım. 1.Yüreklilik, yiğitlik. 2.Dayanıklılık : Şu adamın süresi yok. Arapça kökenli sûre: sure. Bir sesin çıkarılmasına verilen zaman. müddet. Tecimsel belgitlerin sayışımlarındaki paraların ödenmeleri için saptanan gün. Bir işin yapılması ya da bir borcun ödenmesi için gösterilen süre. [Bakınız: gösterim süresi]. [Bakınız: yayın süresi].

Diğer dillerde Üretim oranı anlamı nedir?

İngilizce'de Üretim oranı ne demek ? : breeding ratio