Assort türkçesi Assort nedir

Assort ile ilgili cümleler

English: The butcher shop sells assorted cuts of meat.
Turkish: Kasap etin çeşitli kesimlerini satar.

Assort ingilizcede ne demek, Assort nerede nasıl kullanılır?

Assort well with : İyi kaynaşmak. Yakışmak. Tam anlamıyla uymak. Uyuşmak.

Assort with : Uyum sağlamak.

Assorted : Çeşit çeşit. Türlü. Çeşitli. Muhtelif. Çeşidine göre ayrılmış. Karışık.

Assorter : Sınıflandırıcı. Ayıklayıcı. Klasifikatör.

Assorters : Klasifikatör. Ayıklayıcı. Sınıflandırıcı.

Reassortment : Tekrar sınıflama. Reassortment. Tekrar sıralama. Parçalı genom yapısına sahip virüslerin aynı hücreyi birlikte enfekte etmeleri sonucunda bu virüslerin gen parçaları arasında gerçekleşen parça değişimi, reassortment. Yeniden düzenlenme.

Assortments : Çeşit. Ayırma. Mal çeşitleri. Sınıflandırma. Çeşitlilik.

Assorts : Uymak. Türlerine göre ayırmak. Ayırmak. Yakışmak. Sınıflandırmak. Tasnif etmek.

Assortment : Çeşit. Türlü çeşitleri içeren bir bütün. Tasnif. Mal çeşidi. Ayırma. Karışım. Sınıflandırma. Çeşitlilik. Cins.

Reassortments : Tekrar sınıflama. Tekrar sıralama.

İngilizce Assort Türkçe anlamı, Assort eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Assort ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Grade : Türüne göre kimi zaman damarlarının sıklık ve paralellik düzeyinden doğan güzelliği ile, kimi zaman üzerindeki figürlerin düzgünlüğü ve çekiciliği ile ölçülen; bir taneden dört taneye kadar yan yana konulabilen a harfleri ile derecelendirilen; kerestenin fiyatı için belirleyici olan ağaç ve kereste özelliği. Derecelere ayırmak. Puanlamak. Not. Sınıflamak. Pille. Derecelendirmek. Derecelendirme yapmak. Rütbe.

Accorded : Vermek. Bağdaşmak. Uyum sağlamak.

Allow : Hoş görmek. Göz önüne almak. Fikrinde olmak. İndirim yapmak. Müsaade etmek. Vermek. Sağlamak. İmkan vermek. Kabul etmek.

Size : Boy. Sertleştirmek (şapka). Uzam. Bilgisayar, bilişim, madencilik alanlarında kullanılır. İrilik. Boyutlandırmak. Herhangi bir veri öğesinin ya da veri yapısının uzunluğu, örn. tutanak boyu; uzunluk. Büyüklük. Büyüklüğüne göre ayırmak. Apre.

See : Kavramak. Yerinde görüm. Farkına varmak. Görmek. Dikkat etmek. Farketmek. Gereğini yapmak. Görüşmek. Uğurlamak.

Allocating : Ayırma. Bölüştürmek. Paylaştırmak.

Separate : Dağılmak. Ayrıbasım. Kopmak. Ayrı yaşamak. Tecrit etmek. Çıkmak. Genellikle süreli yayınlardaki yazıların ya da birden çok yazarı olan kitapların her bir yazara ait bölümünün yapıttan ayrı olarak basımı. Ayrışmak. Tek başına olan. Ayrıştırmak.

Tabulate : Cetvel haline getirmek. Çizelgelemek. Bilgisayar, bilişim alanlarında kullanılır. Cetvel haline koymak. Sıraya koymak. Çizelgeleyici kullanarak delikli kart üzerindeki verileri listelemek. herhangi bir ortam üzerindeki veri tutanaklarını, istenirse değişen öbekler için toplamı da yazdırarak, çizelge biçiminde listelemek. Kataloglamak. Çizelgeye geçirmek. Cetvele geçirmek.

 

Categorise : Kategorize etmek. Kategoriye ayırmak. Vasıflandırmak. Kategorilemek. Tasnif etmek (ayrıca categorize). Bir kategoriye koymak. Gruplar halinde düzenlemek. Sınıflandırma yapmak. Sınıflamak.

Stamp : Basmak. Onaylamak. Bastırmak. Pullamak. Pul yapıştırmak. Kanıtlamak. Kaşe. Çiğnemek. Damga. Damgalamak.

Assort synonyms : dichotomise, unitise, ally, acceded, behove, behooving, abided, befitted, befit, companion, accommodate oneself, tabulates, accedes, acceding, abide, allocate to, pigeonhole, become, accede, reclassify, allowing, go out, allocated, interact, isolate, stereotype, categorize, classing, adapt, abideth, classifies, categorized, allots.

Assort ingilizce tanımı, definition of Assort

Assort kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To be in accordance. To fall into a class or place. To separate and distribute into classes, as things of a like kind, nature, or quality, or which are suited to a like purpose. To agree. To suit. As, to assort goods. [Rarely applied to persons.]. To be adapted. To classify.