Bükmek nedir, Bükmek ne demek

"Bükmek" ile ilgili cümleler

  • "Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü."
  • "Büktüğüm yeri kaybetmişim, nereye kadar geldiğimi bilmiyorum." - S. M. Alus
  • "İpek bükmek."
  • "Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı." - S. Birsel

Bükmek anlamı, kısaca tanımı:

Bükemediğin eli öp başına koy : "düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru" anlamında kullanılan bir söz.

Kargabüken : Bu ağacın striknin elde edilen tohumu. Bitişik taç yapraklı iki çeneklilerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri talkım durumunda olan, meyvesi zehirli bir ağaç (Stryhnos nux-vomice).

Bükme : Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı. Bükmek işi. Bükülmüş kaytan veya iplik.

Belini bükmek : Çaresizlik içinde bırakmak.

Bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek : Çok kısa sürede pek çok yalan söylemek.

Boyun bükmek : Acındırıcı, çaresiz bir durumda kalmak. bitki canlılığını yitirmek. bir durumu, bir işi ister istemez kabul etmek.

Burun bükmek : Beğenmemek, önem vermemek.

Dudak bükmek : Bir şeyi beğenmediğini, küçümsediğini belli etmek, umursamamak, pek aldırış etmemek.

 

Kulağını bükmek : Bir sorun karşısında dikkatli davranması için uyarıda bulunmak.

Sert : Gönül kırıcı, katı, ters. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan. Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı. Titizlikle uygulanan, sıkı. Güçlü kuvvetli. Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız. Hırçın, öfkeli, hiddetli.

Çevirmek : İşlemek, yapmak. Bir giyeceği söküp iç yüzünü dışa getirmek. Döndürerek hareket ettirmek. Bir şeyin yönünü değiştirmek. Durdurmak. Bir durumdan başka duruma getirmek, dönüştürmek. Bir yerin çevresini bir şeyle sarmak, kuşatmak. Çeviri yapmak. Öteki yüzünü görünür duruma getirmek. Yönetmek, idare etmek. Kâğıt oyunu oynamak. Çevrilemek, tevil etmek. Geri göndermek. Bir durumdan başka duruma geçmek. Yolundan alıkoymak, yoldan döndürmek.

Kıvırmak : Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek. Uydurup söylemek. Yapmak istememek, yan çizmek. Herhangi bir şeyi bükmek. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek. Kenarından katlamak. Dolandırmak. Saptırmak, çevirmek. Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek.

Sarmak : Hoşuna gitmek, zevkini okşamak. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak. Kucaklamak. Sarılıp tırmanmak. Örtmek. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak. Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek. Saldırmak, hücum etmek. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek. Dolayında yer almak. Yumak yapmak. Sözle saldırmak, tedirgin etmek. Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek.

 

Eğmek : Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek. Sert bir cismi bükmek.

Katlamak : Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek. Arttırarak çoğaltmak.

Döndürmek : Çevirmek, bükmek. Başarısız saymak, geri çevirmek. Dönmesini sağlamak. Düzene koymak, yönetmek. ... bir duruma getirmek.

Birkaç : Çok olmayan, az sayıda, az.

Tel : Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için kullanılan nesne. İnsan saçını oluşturan ipçik. Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan. Telgraf. Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif. Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne.

Diğer dillerde Bükmek anlamı nedir?

İngilizce'de Bükmek ne demek? : v. bend, twist, flex, wrench, twine, fold, fold down, buckle, contort, crook, curl, curl up, curve, distort, double, entwine, entwist, hook, inflect, spring, wind up, wrest, wring

Fransızca'da Bükmek : filer, cordonner, fléchir, infléchir, plier, ployer, tortiller

Almanca'da Bükmek : v. beugen, biegen, fälteln, falten, ringen, schmiegen, umbiegen

Rusça'da Bükmek : v. гнуть, кривить, сворачивать, свертывать, складывать, сгибать, подгибать, скручивать, накручивать, крутить, свивать, вить, сучить, горбить, погнуть, свернуть, свернуть, сложить, согнуть, подогнуть, скрутить, свить, свить