Bayağı denizkestanesi nedir, Bayağı denizkestanesi ne demek

Bayağı denizkestanesi; Biyoloji, Zooloji alanlarında kullanılan bir sözcüktür.

Biyoloji'deki anlamı:

Derisi dikenliler (Echinodermata) alt filumunun, denizkestaneleri (Echinoidea) sınıfından, vücudu ve pediselleri az çok küre biçiminde olan, kıyılarda yaşayan bir tür.

Zooloji'deki anlamı:

(Echinus esculentus), Derisi dikenliler (Echinoderma) alt-filumunun denizkestaneleri (Echinoidea) sınıfından bir tür. Vücudu azçok küre biçimdedir. Pediselleri küre biçiminde olur. Kıyılarda yaşar.

Teknik terim anlamı:

Derisi dikenliler (Echinodermata) şubesinden, denizkestaneleri (Echinoidea) sınıfından, vücudu ve pediselleri az çok küre biçiminde olan, kıyılarda yaşayan bir tür.

Bayağı denizkestanesi kısaca anlamı, tanımı

Baya : Direnme, inat için kullanılır: Baya gimecen sana ne?. Gerçekten, doğru. Belki: Baya kamyon gelmecek. Epey, uzunca. Bayağı, her zamanki gibi. Epeyce, çok fazla. Bilinen. Hakikaten, gerçekten, ciddi olarak: Bayâ bu hadise böyle mi oldu?. Muhakkak, mutlaka: Ben bu işi bayâ yapacağım. Her zamanki gibi olan, bayağı, hiçbir özelliği bulunmayan:-Bu işi nasıl yaptın?-Bayâ. Hemen hemen: Ali okumayı bayâ öğrenmiş be!. İnadına: Dışarı bayâ gidicen var var mı dicen?. Epeyce, bir hayli, oldukça: Biz otururken bayâ vakit geçti. Fazla, çokça: Bu yıl hayvanlarıma yetecek bayâ samanım var. Hemen hemen. Bayağı. [Bakınız: bayak]

 

Bayağ : Demin, az önce, şimdi.

Bayağı : Aşağılık, pespaye. Gerçekten. Herhangi bir özelliği olmayan, sıradan, alelade. (ba'yağı) Hemen hemen, âdeta. Basit, adi, amiyane, banal. Oldukça, epey.

Deni : Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).

Deniz : Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Aydaki düzlükler. Çokluk, yoğunluk. Geniş alan. Şanlıurfa şehrinde, Şehitnusretbey bucağına bağlı olan küçük bir yerleşim birimi.

Denizkestanesi : Hareket edebilen dikenlerle örtülü, yuvarlak kalker kabuklu, derisi dikenlilerden bir yumuşakça (Echinus esculentus).

Echinus esculentus : [Bakınız: bayağı denizkestanesi]. Bayağı denizkestanesi. [Bakınız: bayağı deniz kestanesi].

Derisi dikenliler : Beşli bakışımlı denizkestaneleri, denizhıyarları, denizyıldızları, deniz yılanları ve denizlalelerini içine alan deniz hayvanları dalı.

Denizkestaneleri : Sölomlu hayvanlardan, ikincil ağızlılar (Deuterostomia) filumunun, derisi dikenliler (Echinodermata) alt filumundan, küre, yürek ya da disk biçimindeki vücutları üzerlerinde bulunan kalker plâkların birbirine kenetlenmesiyle meydana gelen bir kabukla örtülü olan, kolları bulunmayan, ağızları karın bölgesinde olan ve anüsleri bulunan, Aristo feneri denen özel bir çene sistemleri görülen, bayağı denizkestanesi (Echinus esculentus) türü ve sidaris (Cidaris) cinsi iyi bilinen bir sınıf. Derisi dikenliler (Echinodermata) şubesinden, küre, yürek veya disk biçimindeki vücutları üzerlerinde bulunan kalker plakların birbirine kenetlenmesiyle meydana gelen bir kabukla örtülü olan, kolları bulunmayan, ağızları karın bölgesinde olan ve anüsleri bulunan, Aristo feneri denilen özel bir çene sistemleri görülen bir sınıf. (Echinoidea), iyi bilinirler.

 

Echinodermata : [Bakınız: derisi dikenliler]. Derisi dikenliler.

Echinoidea : [Bakınız: denizkestaneleri]. Denizkestaneleri.

Alt filum : Canlıların sınıflandırılmasında filumdan daha küçük gruplar topluluğu anlamında kullanılan bir terim. Subfilum. Alt bölüm. (karşılık: subfilum,Canlıların sınıflandırılmasında kullanıları bir terim olup filumdan daha küçük gruplar topluluğu anlamındadır.

Dikenli : Dikenli olan. Dikeni olan bitkilerin bulunduğu (yer). Zor, çetin, sıkıntı veya üzüntü veren.

Pedisel : Çiçek, meyve ya da sporangiyumun küçük, kısa sapı. 2.Sabit bir organizmanın ya da bir organın sapı. 3.Denizkestaneleri, denizyıldızları ve yılanyıldızlarının dış yüzeyine serpilmiş kıskaç biçiminde, saplı veya sapsız, özel kaslarla açılıp kapanan ve vücudu temiz tutma ve korumaya yarayan yapı. Birçok zar kanatlıda kemer oluşturan narin yapılı ikinci karın segmenti, petiol. Denizkestanelerinin, deniz-yıldızlarının ve bazı yılanyıldızlarının dış yüzeyine serpilmiş kıskaç biçiminde, saplı ya da sapsız küçük yapılar. Özel kaslarla açılıp kapanırlar. Vücutlarını temizlemeye ve korumaya yararlar.

Az çok : Bir parça.

Kıyıl : Kaçma, kurtulma : Sen bu işte bir kıyıl yolağı bulursun.

Yaşar : Bir yaşını geçmiş (at, sığır için). ... yaşına gelmiş. İki yaşındaki sığır, dana. Altı ayla üç yaş arasındaki sıpa. Yaşında. Doğan çocuğun uzun ömürlü olması dileğiyle konulan bir isim. Şanlıurfa şehri, Yardımcı nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Pedis : Ayak.

Sınıf : Öğrencilerin yıllık öğrenime göre ayrıldıkları bölümlerden her biri. Takımlardan oluşan birlik, dalların alt bölümü. Çeşitli amaçlarla oluşmuş kümeler. Derslik. Belli ortak belirtileri olan tek tek nesneler öbeği. Önemlerine, niteliklerine göre kişi veya nesnelerin yerleştirildiği kategorilerden her biri. Bir toplumda, aynı görevi yapan, aynı yararı sağlayan, aynı şartlarda yaşayan büyük insan grubu, klas.

Diken : Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu vb. bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri. Bu çıkıntıları çok olan bitki.

Diğer dillerde Bayağı denizkestanesi anlamı nedir?

Almanca'da Bayağı denizkestanesi ne demek ? : gemeine seeigel