Bear the bell türkçesi Bear the bell nedir

Bear the bell ingilizcede ne demek, Bear the bell nerede nasıl kullanılır?

Bear : Dönmek. Aklında olmak. Uygun olmak. (ürün veya meyve) vermek. Değmek. Üstlenmek. Katlanmak. Dayanmak. Çekmek. Vurguncu.

The : Belgili tanımlık. Belli bir objeyi veya kişiyi veya yeri nitelemek için kullanılır. Belirli durumlarda isimden önce kullanılır. Belirli veya spesifik bir kimse veya şeyi ifade etmek veya tanımlamak için kullanılan betimleyici (gramer).

Bell : Çıngırdak. Sütun başlığı gövdesi. Korol. Taç yapraklar. Böğürmek. Taçyapraklar. Muf. Çan gibi genişlemek. Zil.

Bear the blame : Suçu üstlenmek. Kabahati üzerine almak. Sorumluluğu üstlenmek.

Bear the blame for : -in töhmeti altında kalmak. Suçunu üzerine almak.

Bear the brunt of : Ceremesini çekmek. -nin ceremesini çekmek. Yükün en ağırını taşımak. -nın en kötü kısmına maruz kalmak. Baskının en şiddetli kısmını çekmek. Kabak başına patlamak. Saldırının en ağır kısmını çekmek.

Bear the costs : Masrafı karşılamak. Maliyeti üstlenmek. Maliyeti karşılamak. Maliyete katlanmak. Masrafı üstlenmek.

Bear the consequences : Sonuçlarına razı olmak. Sonuçlarına katlanmak. Neticeyi kabullenmek.

Bear the stamp of : İşaretini taşımak. İzini taşımak. İz taşımak.

 

Bear the brunt : (bir zorluğu veya sorunu) göğüslemek. Okkanın altına gitmek.

İngilizce Bear the bell Türkçe anlamı, Bear the bell eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Bear the bell ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Annihilates : Yoketmek. Ortadan kaldırmak. Bozmak. İmha etmek. Mahvetmek. İptal etmek. Yok etmek. Feshetmek. Elemek.

Circumvents : Tekerine çomak sokmak. Üstün gelmek. Savmak. Bozmak. Tuzağa düşürmek. Çevresini sarmak. Önlemek. Kurtulmak.

Bring in : Vermek. Sunmak. Tanıtmak. Karakolda sorgulamaya çekmek. İşe karıştırmak. Öne almak. Para getirmek. Kazandırmak. Hüküm vermek.

Beat all hollow : Ezip geçmek (oyunda). Tamamen yenmek.

Beats : Vurmak. Geçmek. Çalmak (davul). Pataklamak. Girişim. Dövmek. Çırpmak. Yuvasından çıkarmak (av). Volta vurmak.

Attain : Erişmek. Gelmek. Ermek. Elde etmek. Ulaşmak. Rastgelmek. Varmak. Şerefine erişmek. Değmek.

Beat : Alt etmek (argo terim). Atmak (kalp). Vuru. Güdülen amaca göre, namlunun ortaya da esnek bölümü ile, karşı namluya birden yapılan vuruş. Vurma sesi. Geçmek. Çırpmak. Fizik, eskrim alanlarında kullanılır. Açmak (yol).

Become worn : Yalama olmak (vida vb).

Be in pocket : Kar etmek.

Bludgeon : Cop. Sopa ile vurmak. Ağır bir cisimle vurmak. Mağlup etmek. Zorla yaptırmak. Zorlamak. Sopayla dövmek. Ezip geçmek. Sopalamak.

Bear the bell synonyms : circumvent, beat back, bludgeoned, best, annihilate, achieves, bests, annihilating, circumventing, carry away the bell, be overcome, attaining, bring off, acquires, attained, achieved, carry the day, bear down, achieve, carry off, achieving, circumvented, beat somebody hollow, attains, annihilated, bludgeons, beating up, besting, carry a person off his feet, beat up, acquire, break the back of.