Bellek bozukluğu nedir, Bellek bozukluğu ne demek

Bellek bozukluğu; Eğitim alanında kullanılan bir sözcüktür.

Eğitim alanındaki anlamı:

Anımsama yetisinin azalması, bellek karışıklığı, bellek yitimi gibi belirtileri olan ve sinir bozukluğu, ateşli bir hastalık ya da bir kaza sonucu ortaya çıkan olağandışı durum.

Bellek bozukluğu anlamı, kısaca tanımı

Belle : Güneşte zahire kurutmak için çamurla sıvanmış, kenarlı geniş yer

Bellek : Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin. Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm.

Bozuk : Bozulmuş olan. Kızgın, sıkıntılı. Madenî para, bozuk para. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ). Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık.

Bellek karışıklığı : Kelimelerin doğru anlamını hatırlayamamak veya ilk olarak görülen bir şeyi önce gördüğünü sanma duygusuna kapılmak biçiminde beliren bir ruh hastalığı.

Bellek yitimi : Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi. Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi.

 

Hastalık : Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı. Aşırı düşkünlük, tutku. Ruh sağlığının bozulması durumu. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk.

Anımsama : Anımsamak işi, hatırlama.

Belirti : Bir olayın veya durumun anlaşılmasına yardım eden şey, alamet, nişan, nişane. Vücuttaki işlevsel bir bozukluğun veya hastalığın belirlenmesine yarayan işaret, araz, semptom.

Karışık : Ayrı nitelikteki şeylerden oluşmuş. Düzensiz, dağınık, intizamsız. Dolu. Karışmış. Saf olmayan. Halk inancına göre cin ve perilerle ilişkisi olan. Çalkantı, kargaşa, gerginlik içinde olan. Anlaşılması güç olan, açık seçik olmayan, çapraşık.

Hastalı : Hastalıklı.

Olağan : Sık sık olan, olagelen, doğal, tabii, olmadık karşıtı. Alışılmış olan, normal.

Ateşli : Ateşi olan. Heyecanlı, coşkulu. Cinsel istekleri güçlü olan.

Sonucu : Sonunda, sonra. Netice, nihayet, en son, âkıbet, en sonra, sonunda.

Azalma : Azalmak işi, eksilme, tenakus.

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Çıkan : Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı.

Yitim : Kayıp.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Diğer dillerde Bellek bozukluğu anlamı nedir?

İngilizce'de Bellek bozukluğu ne demek ? : memory disorder