Bellek nedir, Bellek ne demek

Bellek; bir ruh bilimi terimidir.

"Bellek" ile ilgili cümleler

  • "Böylelerini dinlediğimizde belleğimizde sözleri hiç mi hiç kalmaz." - S. Birsel

Yerel Türkçe anlamı:

3.bk. belet, bélet (I)-3.

Aşağı, alçak yer, batkın.

[Bakınız: bel]

Entarinin belden yukarı kısmı.

Önceden tanınan, bellenen, işaret konulan yer

Bilinen, belli, öğrenilen, bellenmiş.

İşaret, nişan

Bilişim alanındaki terim anlamı:

Veri ve işlem dizilerinin elektriksel imler biçiminde saklandığı bilgisayar bölümü. Bellek daha çok bilgisayar ana belleğini belirtmek için kullanılır. Yardımcı bellek, dış bellek ya da veri saklama ortamı deyimleriyse, bilgisayar çevresinde, büyük oylumlu veri kümelerinin daha ucuz, buna karşılık daha yavaş erişim öngörülerek saklandığı bellek türleri için kullanılır.

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: depolama]

Eğitim alanındaki sözlük anlamı:

Zihnin, belleme ve anımsama gücü.

Eskiden görülmüş, işitilmiş, koklanmış, tadılmış nesneleri ve türlü yaşantıları yeniden anımsama yetisi. 2.-Algılanan nesnelerin ve yaşantıların bilinçte iz bırakması, saklanması ve gereğinde yeniden üretilmesi yeteneği.

 

Felsefi anlamı:

İzlenimlerin, algıların ve benzeri saklandığı yer.

İzlenimleri, algıları ve benzeri saklama ve yeniden bilinçte canlandırma yetisi.

Bir fizik terimi olarak tanımı:

Bilgi-işlerde bilginin korunduğu ve gerektiğinde erişilebildiği sığaç.

Sosyoloji'deki anlamı:

İnsanın toplumsal bir varlık olmasını sağlayan, çevresi ile etkileşmesinin sonuçlarını anlığında saklıyabilmesi ve daha sonraki etkinlikleri sırasında bu sonuçları anımsayabilmesi yeteneği.

Zooloji alanındaki anlamı:

Denenen ve öğrenilen şeylerin tanınması ve tekrar edilebilmesi kuvveti; hatırlama.

Bellek isminin anlamı, Bellek ne demek:

Erkek ismi olarak; Zihnin belleme ve anımsama yeteneği, gücü. Bellenerek öğrenilen şey. İşaret, iz.

Bilimsel terim anlamı:

Yaşantıları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisinin bilincinde olarak anlıkta saklama gücü.

bilişim: İzlencesi değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toparlayan bölüm.

İngilizce'de Bellek ne demek? Bellek ingilizcesi nedir?:

memory, memories

Fransızca'da Bellek ne demek?:

mémoire

Osmanlıca Bellek ne demek? Bellek Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

hâfıza

Bellek hakkında bilgiler

Bellek, yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücüdür.

Psikolojide hafıza, bir organizmanın bilgiyi depolama, saklama ve sonrasında ise geri çağırma yeteneği olarak tanımlanmıştır. Hafızayla ilgili ilk çalışmalar felsefe alanında yapılmış olup daha çok hafıza geliştirme teknikleri üzerinde yoğunlaşmıştır. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında hafıza konusu daha çok algılama psikolojisinin (cognitive psychology) paradigması içerisinde ele alınmıştı. Son yıllarda ise algılama psikolojisi ve nörolojik bilimler ile bağlantılı bir bilim dalı olan algısal-nörolojik bilimlerin başlıca dallarından biri haline gelmiştir.

 

Bellek ile ilgili Cümleler

  • Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
  • Bellek silinir ama yazılı söz kalır.
  • İlk öpücüğün tadı benim bellekte canlı kalır.
  • Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
  • İyi bir bellek onun silahıdır.
  • Ne bellek!
  • Sayfaların boyutu genellikle en az 4 KiB (4 × 1024 bayt) büyüklüğündedir ve büyük sanal adres alanlarına ya da büyük gerçek bellek miktarlarına sahip sistemler genellikle daha büyük sayfalar kullanırlar.
  • 1969'da ticari bilgisayarlar için sanal bellek üzerine tartışma sona erdi. David Sayre tarafından yönetilen bir IBM araştırma ekibi sanal bellek yükleme sisteminin tutarlı olarak en iyi elle kontrol edilen sistemlerden daha iyi çalıştığını gösterdi.
  • Burroughs B5500 gibi bazı sistemler sanal bellek uygulamak için sayfa numaralama kullanmazlar.Onun yerine segmentasyon kullanırlar, bu sanal adres alanlarını değişik uzunluktaki segmentlere böler. Bir sanal adres bir segment numarası ve segment içinde bir ötelemeden oluşur.

Bellek anlamı, tanımı:

Bunlar : Bu zamirinin çokluk biçimi.

Geçmiş : Zaman bakımından geride kalmış, esbak. Birinin ölmüş ana, baba ve yakınları. Bugüne göre geride kalmış olan zaman, mazi. Arkada kalan hayat. Çürümeye yüz tutmuş. Geçme işini yapmış.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

Bilinçli : Kendi etkinliğinin farkında olan, şuurlu. Bilinci olan, şuurlu.

Zihin : Bilinç, dimağ. Bellek, an. Anlayış, kavrayış. Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü.

Saklama : Saklamak işi.

Hafıza : Bellek.

Belleğini yitirmek : Bellek kaybına uğramak.

Bellek daralması : Belleğin çevreyi tam ve iyi olarak algılamak için gerekli bilgileri yeterince anımsayamaması.

Bellek karışıklığı : Kelimelerin doğru anlamını hatırlayamamak veya ilk olarak görülen bir şeyi önce gördüğünü sanma duygusuna kapılmak biçiminde beliren bir ruh hastalığı.

Bellek kaybı : Bellek yitimi.

Bellek körlüğü : Bireyin çevreyi iyi algılayamamasına yol açan bellek bozukluğu.

Bellek yitimi : Büyük sarsıntı, humma yüzünden belleğin bozulması veya kaybolması biçiminde beliren ruh hastalığı, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi. Belleğin kısa bir süre durup işlememesi, bellek kaybı, hafıza kaybı, hafıza yitimi, amnezi.

Dış bellek : Bilgisayarın yalnızca giriş çıkış kanallarını kullanarak erişebildiği bellek.

İç bellek : Bilgisayarın giriş çıkış kanalları kullanılmaksızın erişebildiği bellek.

Taşınır bellek : Bilişim uygulamalarıyla üretilmiş olan yazı, fotoğraf, müzik vb. verilerin gerektiğinde kullanılmak üzere saklandığı araç.

Dağarcık : Bir müzik topluluğunun veya sanatçının hazırlamış olduğu parçalar, repertuvar. Bellek. Meşin torba.

Akıl : Bellek. Öğüt, salık verilen yol. Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us. Düşünce, kanı.

Bilgisayar : Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin.

Program : Tören, gösteri, gezi vb.nin öngörülen ayrıntılarını gösteren basılı kâğıt. İzlence. Bilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi. Siyasi partinin, toplumsal örgütün veya hükûmetin açıkladığı ana ilkelerin tümü. Yapılacak bir işin bölümlerini, bölümlerin sırasını ve zamanını gösteren tasarı, yetişek. Radyo ve televizyonda sunulan, haber, müzik, eğlence gibi kendi başına bir bütün oluşturan yayınlardan her biri. Okullarda, haftanın belli günlerinde, belli saatlerde verilecek dersleri gösteren çizelge.

Değişme : Değişmek işi. Değişim.

Gerek : Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım. İcap.

Sonuç : Bir gelişim veya girişimden elde edilen şey. Yazının veya sözün bitim bölümü. Bir olayın doğurduğu başka bir olay veya durum, netice. Öz, özet. Sürmekte olan veya biten bir yarışmanın veya spor karşılaşmasının sayı bakımından durumu, skor.

Psikoloji : Ruhsal. Herhangi bir edebiyat ürününde, kişilerin kişiliklerini belirleyen duyuş, düşünüş, davranış biçimi. Bir grubu, bir bireyi belirleyen hareket etme, düşünme, duygulanma biçimlerinin bütünü. Ruh bilimi, ruhiyat.

Bellek atama : Bir bilgisayar dizgesinin bellek kaynaklarını görevlerin gereksemelerine göre kullanma yöntemi.

Bellek binişimi : Bellekteki ardışık adreslerin ayrı bellek birimlerinde yer alacak biçimde düzenlenmesi, böylece bellek erişim sürelerinin üst üste bindirilmesi tekniği.

Bellek bozukluğu : Anımsama yetisinin azalması, bellek karışıklığı, bellek yitimi gibi belirtileri olan ve sinir bozukluğu, ateşli bir hastalık ya da bir kaza sonucu ortaya çıkan olağandışı durum.

Bellek deneyleri : Öğrenme, ezberleme, unutma, anımsama, tanıma ya da bu konularda karşılaşılan bireysel ayrılıklarla ilgili genel yasaları bulmak için yapılan deneyler.

Bellek dökümü : Belli bir izlenceye atanmış bir bellek kesiminin, izlence durdurulduktan sonra, kâğıt ya da herhangi bir veri saklama ortamına abecesayısai damgalar ya da örn. sekizli, onaltılı vb. sayısal gösterimle, olduğu gibi yazdırılması.

Bellek eğrisi : Bellek ya da bellemede gösterilen yeterliğin belirlendiği eğri.

Bellek erişim yazmacı : Veri alma ya da Veri aktarma yapılacak bellek konumuna ilişkin adresin yerleşmesine adanmış yazmaç.

Bellek genişliği : Belleğin, yaşa ve kişisel özelliklere göre değişen sınırı ya da alanı. Kişinin anımsayıp doğru olarak yineleyebildiği sözcük, sayı ya da benzeri şeylerin toplamı.

Bellek hücreleri : Bağışıklık hafızasından sorumlu hücreler. Antijenlere ilk defa maruz kalınca çoğalmaları sınırlı olan uzun ömürlü B hücreleri ve T hücreleri. Hafıza hücreleri. Uyarı sonucu çoğalan T-lenfositlerle uzun ömürlü olan kimi B-lenfositlerin bir kısmı. İmmunolojik veya elektron mikroskobik yöntemlerle tanınabilen bellek hücreleri aynı antijenle ikinci defa karşılaşınca bu antijenleri tanırlar.

Bellek korunum : Bir bilgisayarda, bir izlenceye atanmış bellek alanlarının, dizgede birlikte çalışan başka görevlerce erişilmesini, dolayısıyla bir izlencedeki bir yanlışın başka bir izlenceyi bozma olasılığını önleyen teknik.

Diğer dillerde Bellek anlamı nedir?

İngilizce'de Bellek ne demek? : n. engram, memory, core memory, mind, recollection, retention, store

Fransızca'da Bellek : mémoire [la]

Almanca'da Bellek : n. Gedächtnis

Rusça'da Bellek : n. память (F)