Cırtık nedir, Cırtık ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Şımarık, hoppa, züppe.

Yırtık.

Bir arı kovanının çıkardığı üçüncü oğul.

Cırtık anlamı, tanımı

Cırtı : Serçeden biraz büyük, eti yenen boz renkli bir kuş. Meşe ağacı yemişinin en küçüğü

Cırt : Kâğıt, kumaş vb. yırtılırken çıkan ses. Nesneleri birbirine bağlamakta kullanılan, çentikli, plastik kelepçe.

Cırtık mırtık : Kötü yazılmış (yazı hakkında). Yırtık pırtık.

Cırtıke : Çeşme yalağı, ağaçtan oyulmuş tekne.

Arı kovanı : Arıların içinde bal yaptıkları çeşitli maddelerden yapılmış yuva.

Şımarık : Şımarmış, şımartılmış (kimse). Şımarmış bir biçimde.

Üçüncü : Üç sayısının sıra sıfatı, sırada ikinciden sonra gelen.

Yırtık : Yırtılmış olan. Utanması, çekinmesi olmayan. Yırtılma sonucu oluşmuş yarık. Eskimiş, parçalanmış. Cırlak, tiz, keskin (ses).

Kovan : Fişeğin kapsül, barut ve kurşun taşıyan yuva bölümü, kapçık. Yayık. Çoğunlukla toprak veya tahtadan yapılmış olan arı barınağı.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Hoppa : Yaşına uymayan davranışlarda bulunan, delişmen, serbest, koket, ağırbaşlı karşıtı.

Züppe : Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan. Seçkin görünmek için, bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen, snop.

 

Şıma : Kum, kireç, çakıldan oluşan harçla yapılan duvar. Asmanın yeni süren filizi.

Üçün : İçin.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Oğul : Erkek evlat. Bir ana arıyla birlikte kovandan ayrılan, yeni yetişmiş arı topluluğu. Yaşlı kimselerin genç erkeklere söylediği bir seslenme sözü. Bazı kelimelerin anlamını pekiştirmek için kullanılan bir söz.

Kova : Genellikle su ve sulu şeyler taşımaya, kuyudan veya denizden su çekmeye yarayan üstünden kulplu kap. Bu kabın alacağı miktarda. Zodyak üzerinde Oğlak ile Balık arasında bulunan takımyıldızın adı. Futbolda çok gol yiyen (kaleci veya takım). Bataklıklarda yetişen bir tür saz, hasır otu.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Arı : Temiz. Günahsız. Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica). Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis.

Diğer dillerde Cırcırlı yivaçar anlamı nedir?

İngilizce'de Cırcırlı yivaçar ne demek ? : ratchet diestock