Değerlendirme ölçeği nedir, Değerlendirme ölçeği ne demek
Değerlendirme ölçeği; Eğitim alanında kullanılan bir terimdir.
Eğitim alanındaki anlamı:
Bir nesneyi ya da bir kimseyi doğru, nesnel bilgilere göre belli birtakım özellikler açısından değerlendirmek için önceden düzenlenen ve orduda, sanayide, okul kılavuzluk çalışmalarında çok kullanılan bir ölçme aracı.
Değerlendirme ölçeği kısaca anlamı, tanımı
Değer : Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü
Değerlendirme : Değerlendirmek işi, kıymetlendirme. İletişim organlarında izlenme oranı.
Değerlendirmek : Bir şeyi yerinde ve yararlı bir yolda kullanmak. Değer kazandırmak, kıymetlendirmek. Değer biçmek. Bir şeyin özünü, önemini, nitelik ve niceliğini belirlemek.
Kılavuzluk : Kılavuz olma durumu veya kılavuzun işi, rehberlik. Bir gemiyi limana sokma veya limandan çıkarma işi. Bireyleri ilgi, anıklık ve yeteneklerine en uygun etkinliklere yöneltmek amacıyla uzmanlarca yapılan düzenli ve sürekli yardım. Öğrencilerin bağımsız birer kişilik kazanmalarını amaç edinen düzenli ve sürekli yol gösterme etkinliği. Kişiye, özellikle okul çalışmalarında ya da işinde kendisine en çok yarar, olanak sağlayabilecek etkinlikleri seçmesinde yardımcı olup yol gösterme.
Kılavuzlu : Kahramanmaraş şehri, merkez ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Samsun şehri, Asarcık ilçesinde, merkez nahiyesine bağlı bir yer. Tekirdağ kenti, merkez belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.
Birtakım : Kimi, bazı.
Kılavuz : Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber. Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne. Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb. Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç. Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse. Kılavuz kaptan. Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası. Kılavuz gemisi. Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse.
Özellik : Bir şeyin benzerlerinden veya başka şeylerden ayrılmasını sağlayan nitelik, hususiyet, hasiyet, hassa, mahsusluk, spesiyalite.
Önceden : Başlarken, başlangıçta, daha önce, evvelce.
Çalışma : Çalışmak işi, emek, say. Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün. Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi. Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması.
Sanayi : Ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, uran, endüstri.
Nesnel : Nesne ile ilgili, nesneye ilişkin, öznel karşıtı. Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren, objektif. Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan, objektif.
Sanay : Ay gibi güzel, ayı anımsatacak kadar güzel.
Çalış : Çalma işi.
Doğru : Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yakın, yakınlarında. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. Gerçek, hakikat. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Gerçek, yalan olmayan. Karşı yönünce. İki nokta arasındaki en kısa çizgi.
Belli : Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.
Bilgi : İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat. Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Bilim.
Kılav : Keskinlik (Bıçak, makas ve benzerleri şeyler için). Yerli yerinde, düzenli. Düzeltme, çeki düzen verme işi, cila. Korku. Öfke. 3.Dikkat. Bağırıp çağırma, uyarma. Dinçlik, beden sağlığı, neşe. Yarış. Keçe. Süs, boya, cila. Keskin.
Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.
Diğer dillerde Değerlendirme ölçeği anlamı nedir?
İngilizce'de Değerlendirme ölçeği ne demek ? : evaluation scale
Bu kısımda Değerlendirme ölçeği nedir? Değerlendirme ölçeği ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Değerlendirme ölçeği tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Değerlendirme ölçeği hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.