Deniz köpüğü nedir, Deniz köpüğü ne demek

Deniz köpüğü; Veteriner alanında kullanılan bir kelimedir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

hlk. Mürekkep balığının sırtındaki kemiksi tabakadan veya deniz kabuklarından elde edilen tuz.

Teknik terim anlamı:

Marangozlukta kullanılan hafif, beyaz taş.

Deniz köpüğü tanımı, anlamı

Köpü : Öküz

Deni : Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse).

Deniz : Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Aydaki düzlükler. Çokluk, yoğunluk. Geniş alan. Şanlıurfa şehrinde, Şehitnusretbey bucağına bağlı olan küçük bir yerleşim birimi.

Mürekkep balığı : Kafadan bacaklılardan, ılıman ve sıcak denizlerde yaşayan, eti yenen, kendini korumak için siyah renkli bir sıvı salarak suyu bulandıran bir yumuşakça, sübye (Sepia officinalis).

Marangozluk : Marangozun işi. Marangozun zanaatı.

Mürekkep : Yazı yazmak, desen çizmek veya basmak için kullanılan, türlü renklerde sıvı madde. Birleşmiş, birleşik. -den oluşmuş.

Marangoz : Ağaç işleriyle uğraşan ve ağaçtan çeşitli eşya yapan usta.

Kemiksi : Kemiği andıran, kemiğe benzeyen, kemik gibi, kemiğimsi.

Tabaka : Katman. Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt. Derece. Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu.

 

Sırtı : Sentetik malzemelerden yapılan, uç, karın ve kuyruk kısmında olmak üzere 2-3 adet üçlü olta iğnesi taşıyan, genellikle yem balığı biçimli yüzer oltalar.

Tabak : Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap. Sepici. Bu kabın alacağı miktarda olan.

Maran : Sebze ekilen tarla parçası, evlek. Küçük ev. Baraka, kulübe. Araba, kağnı tekerleği. Araba tekerleğinin demir kısmı. Araba tekerleğinin ağaç kısmı. Çay bardaklarını koymaya yarayan içi göz göz ayrılmış tahta sandık. Ev içinde kullanılmayan eşyaların konulduğu bölüm. Araba tekerleği. (Refahiye Erzincan.).

Beyaz : Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Beyaz ırktan olan kimse. Beyaz zehir.

Hafif : Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa. Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. Gücü az olan, belli belirsiz. Güç ya da yorucu olmayan, kolay. Etkisi az olan, sert karşıtı. Önemli olmayan. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek). Çok dik olmayan (sırt, yokuş). Kalınlığı veya yoğunluğu az olan.

Kemik : İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı. Bu sert organdan yapılmış.

Kabuk : Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır. Deri üzerinde bir yaranın veya sivilcenin kurumasıyla oluşan sertçe bölüm. Bir sıvı veya gazı dıştan saran, sert katman. Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü. Bir hayvanı dıştan örten kitinli, kalkerli, silisli, kemiksi veya boynuzsu örtü, kavkı.

 

Balığ : Balık.

Beya : Bayağı.

Edil : Roma tiyatrosunda oyunları parasal ve yönetsel açıdan koruyanlara verilen ad. Oyunları denetleyip gösteri günlerini ve daha başka kayıtları saptayanlara verilen ad. Roma tiyatrosunda maddi manevi oyunları destekleyip koruyanlar. Oyunları denetleyip temsil tarihlerini ve daha başka kayıtları saptayanlar (bk. diadaskalia). Sinop ili, Boyabat ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Diğer dillerde Deniz kırlangıcıgiller anlamı nedir?

İngilizce'de Deniz kırlangıcıgiller ne demek ? : terns