Distom trematod nedir, Distom trematod ne demek

Distom trematod; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Ağzı çevreleyen ağız çekmeni ve vücudun arka kısmında herhangi bir noktada karın çekmeni bulunan trematodlar, distom.

Distom trematod kısaca anlamı, tanımı

Distom : Distom trematod

Trematod : 1. Trematoda sınıfının herhangi bir üyesi, kelebek. Yassı solucanlar şubesinde Monogenea, Aspidogastrea ve Digenea olmak üzere üç alt sınıfı içeren paraziter kelebeklerin bir sınıfı. İnsanlarda ve hayvanlardaki türler Digenea alt sınıfında bulunurlar. Bu canlılar iç parazittir ve yaşam sikluslarını tamamlamak için en az iki konağa gereksinim duyarlar. Yaprak biçimi gösteren yassı solucanların bir sınıfı.

Karın çekmeni : Bazı asalaklarda vücudun alt kısmında yer alan, konağın beslenmesine, tutunmasına ve yer değiştirmesine yarayan organ, asetabulum, ventral çekmen.

Trematodlar : İlkel solucanlar (Scolecida) dalının, yassı solucanlar (Platyhelminthes) sınıfından, vücutları ince ve kutikula ile örtülü, ergin evrede asalak olarak yaşayan, çekmenleri bulunan, anüsleri olmayan fakat sindirim kanalları iyi gelişmiş türleri olan bir takım. Karaciğer kelebeği (Distomum) ve şistozomum (Schistosomum) cinsleri iyi bilinir. (Trematodes), Çokgözeli hayvanlardan ilkel-kurtlar (Scolecida) dalının yassıkurtlar (Plathelminthes) sınıfına giren bir takımı. Vücutları ince bir kutikula ile örtülüdür. Ergin evrede tüm olarak asılak yaşarlar ve çekmenleri vardır. Anüsleri yoktur, fakat sindirim kanalları iyi gelişmiştir. Karaciğer kelebeği (Distomun), şistozomum (Schistosomum) iyi bilinen cinsidirler.

 

Nokta : Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Orta nokta. Sınır, derece, radde. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Yer. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer.

Karın : İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. Mide. Döl yatağı. Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar. Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme. İç, gönül, akıl, kafa.

Çekme : Çekmek işi. Yüksekteki ince dalları çekip kesmeye yarar, ay biçiminde, uzun saplı, ağzı tırtıklı bıçak. Çekmece. İş yaparken giyilen bir şalvar türü. Düzgün biçimli. Parmak ya da mızrapla çalınan çalgı. Vücut bölümlerinin bükücü kas gücü ile bir direnci kendisine yaklaştırması. Ağacın yapısındaki nem oranının azalması sonucu boyutlarının küçülmesi. Çekilerek giyilen veya kullanılan.

Çevre : Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit.

 

Arka : Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi. Otururken sırtın dayandığı yer. Geri kalan bölüm. Geçmiş, geride kalmış zaman. Kayıran, destekleyen. İnsanın vücudu, bedeni. Art, peş. Arkada olan, arkada bulunan.

Karı : Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce. Kadın. Yaşlı, ihtiyar.

Ağız : Yüzde, avurtlarla iki çene arasında bulunan, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye yarayan ve besinlerin sindirilmeye başlandığı organ. Bu boşluğun dudakları çevreleyen bölümü. Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. Koy, körfez, liman vb. yerlerin açık tarafı. Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma dili. Uç, kenar. Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı. Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. Çıkış yeri. Kesici aletlerin keskin tarafı. Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. Üslup, ifade biçimi.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Distom trematod anlamı nedir?

İngilizce'de Distom trematod ne demek ? : distome trematode