Exemption from punishment türkçesi Exemption from punishment nedir

  • Cezadan muafiyet.
  • Cezadan muaf olma.
  • Hukuk alanında kullanılır.
  • Cezayı kaldıran nedenler.

Exemption from punishment ingilizcede ne demek, Exemption from punishment nerede nasıl kullanılır?

Exemption : Hukuk, gümrük, iktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Çürüğe ayırma. İstisna. Muafiyet. Dokunulmazlık. Bazı gerçek ve tüzel kişilerin ya da bir bölüm özdeklerin ve malların yasalarla vergi, ödentilerden sürekli ya da geçici olarak bağışık tutulması. belirli bazı olaylarda güvencecinin görülen dokunca karşılığını ödemekle yükümlü tutulmaması. Yurda kesin olarak sokulan bir malı, yasaların gümrük vergisine bağlı tutmaması, a. bk. gümrük bağışıklığı. Serbestlik. Gerçek ve tüzel kişilerin belli koşullar altında kısmen veya tamamen vergi, harç gibi yükümlülüklerin dışında tutulması. Bağışıklık.

From : Bir farkı gösterir. -den beri. -den. Den. Dan. Den beri. -dan. -den bu yana. Yüzünden. Dolayı.

Punishment : Ceza. Ukubet. Sert davranma. Kötü davranma. Zarar verme. Zahmet. Cezalandırma. Ağır çalıştırma. Eziyet. Hırpalama.

Exemption from customs duty : Yurda kesin olarak giren maldan, yasası gereğince gümrük vergisi alınmaması. Gümrük bağışıklığı.

Exemption from duty : Gümrük muafiyeti.

 

Escaping from punishment : Cezalandırmadan kurtulma. Cezalandırmadan kaçınma.

Exemption from tax : Vergiden muafiyet. Vergiye tabi olan bir iktisadi etkinlik ya da gelirin kısmen veya tamamen vergi dışı bırakılması. Vergi muafiyati. Vergi bağışıklığı. Vergiden bağışıklık. Vergi muafiyeti.

İngilizce Exemption from punishment Türkçe anlamı, Exemption from punishment eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Exemption from punishment ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Impunity : Cezalanmayacağından emin olma. Cezadan muaf tutulma. Cezasızlık. Kişisel dokunulmazlık. Ceza ve mukabelden muaf olma. Cezasız kalmak. Cezasız kalma. Cezasız kalma hali. Dokunulmazlık.

Absente : Latince absente reo (davalının hazır olmaması) deyiminin bir parçası. Yitimli.

Abstention : Çekinme. Kaçınma. Vazgeçmek. Oy vermeme. Çekimser oy. Çekimser kalma. Sakınma. Çekimserlik. İmtina.

Abduction : Kaçırma (bir kimseyi). Kız kaçırma. Dışaçekim (tıp veya medikal terimi). Kaçırma. Zorla kaçırma. Adam kaçırma. Dışaçekim. (kas) dışarı çekme. Uğrulama.

Acts contra bonos mores : Töreye aykırı işlemler.

Administration of justice : Yargı idaresi. Kaza uygulamaları. Adliye. Adalet yönetimi. Yargı.

Abstainer : İçki içmeyen biri. Sakınan kişi. Oy vermeyen biri. Çekimser. Çekimser kalan biri. Müstenkif. İçki içmeyen kimse.

Impunities : Cezasız kalma. Cezadan muaf tutulma. Cezasız kalma hali. Cezasızlık. Cezasız kalmak. Ceza ve mukabelden muaf olma. Dokunulmazlık. Kişisel dokunulmazlık.

Administer an oath : Andiçirme. Yemin ettirmek. Ant içirmek.

Abetment : Yardakçılık etme. Kışkırtma. Cesaretlendirme. Suç ortaklığı. Azmettirme. Tahrik etme. Yardımda bulunma. Tahrik ve teşvik. Suça teşvik.

Exemption from punishment synonyms : act of witness, accused, annulment, american law of corporation, administrative districts, a wide saloon, aggravating circumstances, allegation.