Faraway türkçesi Faraway nedir

  • Uzun.
  • (bakış) dalgın.
  • Hayal aleminde.
  • Dalgın.
  • Dalmış.
  • Dalıp gitmiş.
  • Dalgın (bakış).
  • Uzak.
  • Uzaklara gitmiş.

Faraway ingilizcede ne demek, Faraway nerede nasıl kullanılır?

Faraway countries : Irak ülkeler. Uzak ülkeler. Irak diyarlar.

Faraway look : Uzaklara dalıp gitmiş bakış.

Farawayness : Uzaklık.

Foofaraw : Aşırı süs. Gösterişli süslülük. Aşırı miktarda süsleme. Önemsiz bir konu üzerinde koparılan büyük yaygara. Hiçbirşey için çok fazla telaş.

Foofaraws : Aşırı süs. Gösterişli süslülük. Hiçbirşey için çok fazla telaş. Aşırı miktarda süsleme. Önemsiz bir konu üzerinde koparılan büyük yaygara.

Faradisation : Faradizasyon. Hafif endüksiyon cereyanı uygulanarak yapılan tedavi. Elektrikli kas uyarımı. Faradism (indüklenmiş elektrik akımının tıbbi kullanımı) ile tedavi (ayrıca faradization). Faradizm yöntemi ile yapılan tedavi. Elektrik akımı kullanmak suretiyle kas veya sinirlerin uyarılması.

Faradays : Faradey. 96. 500 kulomba (amper saniye) eşit elektrik birimi. Faraday.

Faradic : İndüklenmiş elektrik akımına ilişkin. Endüklenmiş. Endükleyici.

Faraday constant : Faraday değişmezi.

Faraday : Faraday. 500 kulomba (amper saniye) eşit elektrik birimi. Faradey. 96.

İngilizce Faraway Türkçe anlamı, Faraway eş anlamlısı

 

Sözcükler, direkt olarak Faraway ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Broody : Kuluçka tavuk. Kuluçkaya yatmak isteyen. Düşüncelere dalmış. Düşüncelere dalan. Tavuğun yumurtalar üzerine yatarak onları ısıtması ve civciv çıkarma işi. Düşünceye dalan. Kuluçkaya yatma. Kara kara düşünen.

Lengthy : Fazlasıyla uzun. Upuzun. Uzunluğu olan. Çok uzun. Ayrıntılı.

Afar : Uzaktan. Etiyopya'da yaşayan etnik bir grup. Uzakta.

Intent : Kasıt. Azimli. Gaye. Amaç. Hevesli. Kararlı. Niyetli. Dikkatli. Dik. Niyet.

Consumed : Yenmiş. Harcanmış. Tamamen harcanmış. Etkilenmiş. Tamamen tükenmiş. Meşgul. Tüketilmiş. Yok edilmiş.

Far away : Uzağa. Uzaklarda. Uzakta. Çok uzakta.

Longer : Artık. Daha uzun. Büyük. Uzun vadeli.

Absented : Yoklamada bulunmayan. Bulunmayan (kişi) (orada artık). Namevcut. Gaip. Yok (mevcut olmama). Bulunmamak. Eksik. Bulunmayan. Devamsız.

Absenting : Eksik. Gaip. Bulunmamak. Yok (mevcut olmama). Bulunmayan (kişi) (orada artık). Yoklamada bulunmayan. Namevcut. Devamsız. Bulunmayan.

Lengthier : Çok uzun. Daha ayrıntılı. Ayrıntılı. Daha uzun.

Faraway synonyms : deepest, bemused, far, dived, maxis, away, in the clouds, remote, abstracted, macro, aloof, farther, absentminded, lengthiest, maxi, absent, spaced out, far off, insofar, engrossed, longest, absorbed, longs, cogitative, submersed, a long way off, extended, self absorbed, deeper, contemplative, deep, apo, elongated.

Faraway zıt anlamlı kelimeler, Faraway kelime anlamı

Near : Bitişik. Soldaki (araba veya at). Sadık (çeviri). Cimri. Daha yakındaki. Yanında. Yaklaşmak. Yakın. Teklifsiz. Sıkı.

Close : Kapatmak. Son söz. Son vermek. Göğüs göğüse kavga. Yummak (göz). Sonuç. Avlu (okul, kilise). Geçit. Bitirmek.