Götürgü nedir, Götürgü ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Kasık bağı.

Kerpiç yapmak için çamuru kalıba götüren araç.

Kadınların, bebeklerini sırtlarında taşımak için kullandıkları, ipten örülerek yapılmış araç.

Götürgü anlamı, kısaca tanımı

Götür : Gider

Kasık bağı : Fıtığı içeride tutmak için kullanılan bağ.

Bebekler : İzmir şehrinde, Ödemiş belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Taşımak : Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak. Duymak, hissetmek. Giymek. Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek. Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak. Üstünde bulundurmak.

Yapmak : Ortaya koymak, gerçekleştirmek, oluşturmak, meydana getirmek. Yol almak. Davranmak, hareket etmek. Üretmek. Bir durum yaratmak. Bir dileği, bir isteği yerine getirmek, uygulamak, ifa etmek. Tehdit yoluyla birini herhangi bir duruma düşürmek. Salgılamak, çıkarmak. Edinmek, sahip olmak. Olmasına yol açmak. Bir harekete, işe başlamak veya bir hareketle, işle uğraşmak. Olmak. Gerçekleştirmek. Bir düşünceyi, bir davranışı, bir isteği işe dönüştürmek, gerçekleştirmek. Onarmak, tamir etmek. Evlendirmek. Bir şeyi başka bir şey durumuna getirmek. Bir kimseye bir meslek kazandırmak, yetiştirmek. Düzenli bir duruma getirmek. Dışkı çıkarmak.

 

Taşıma : Taşımak işi.

Kerpiç : Duvar örmekte kullanılmak için kalıplara dökülüp güneşte kurutulmuş saman ve balçık karışımı ilkel tuğla. Bu tuğladan yapılmış.

Çamur : Su ile karışıp bulaşır ve içine batılır duruma gelmiş toprak, balçık. Sataşkan, çevresini tedirgin eden, sulu, arsız (kimse). Yapı işlerinde kullanılan çeşitli malzemeden oluşmuş harç.

Yapma : Yapmak işi. Yapay. Yapmacık. Tezek. Bulgurla yapılmış, yuvarlak ve yassı köfte. Sır, gizem. Elle biçim verilen tezek. Tezek, kerme (Çayağzı).

Bebek : Meme ya da kucak çocuğu. Sevgi bildiren bir seslenme sözü. Göz bebeği. Plastik, tahta, bez vb.nden yapılmış olan insan biçiminde oyuncak.

Kalıb : Resim. Mühür.

Taşım : Yemeğin taşacak kadar kaynaması.

Kasık : Vücudun karın ile uyluk arasındaki bölümü.

Kadın : Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Bayan. Hizmetçi bayan.

Kalı : Halı.

Kası : Kümes hayvanlarını besleyip yağlandırmak için ayrılan yer.

Yapı : Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür. Bir hücrede, bir dokuda, karmaşık oluşumlu bir organizmada elemanların düzeni.

 

Kadı : Tanzimata kadar her türlü davaya, Tanzimat ile Medeni Kanun arasındaki dönemde ise yalnız evlenme, boşanma, nafaka, miras davalarına bakan mahkemelerin başkanları.

İçin : Amacıyla, maksadıyla. Düşüncesince, kendince, göre. Özgü, ayrılmış. Ant deyimleri yapan bir söz. Karşılığında, karşılık olarak. Oranla, göz önünde tutulursa. Uğruna, yoluna. -den dolayı, -den ötürü. Neden ve sonuç belirten bir söz. Hakkında. Süre belirten bir söz.

Diğer dillerde Göstersel gereçler anlamı nedir?

İngilizce'de Göstersel gereçler ne demek ? : illustrative materials