Geçerli oran nedir, Geçerli oran ne demek

Geçerli oran; Maliye alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Bir pay belgitinin ya da borç belgitinin bir yıllık verim oranı.

Döner anamaldan geri kalan.

Geçerli oran kısaca anlamı, tanımı

Geçe : Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken. Karşılıklı iki yandan her biri, yaka. Taraf, yön. Eski türkçe keç-e: Karşı taraf; öte (Erzincan Merkez). Taraf. Taraf, yan

Geçer : Yürürlükte bulunan, geçerliği olan, kullanılan. Geçme özelliği olan. Geçer not. Beğenilen, makbul, mergup.

Geçerli : Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber. Beğenilen, tutulan.

Oran : Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet, rasyo. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı. Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin.

Döner anamal : Yapımcı bir kuruluşa ilişkin işlemleri gerçekleştirebilmek üzere yapılacak ödemeler ve giderlerin tümünü karşılayabilmek amacıyla elde bulundurulan para.

Pay belgiti : [Bakınız: hisse senedi]. Ortaklık anamalının belirli bir parçasını değerlendiren belge. Ortaklık anamalının birbirine eşit bölümlere ayrılmış parçalarından her birinin karşılığı olmak üzere yasada gösterilen özelliklere uygun olarak düzenlenmiş değerli belge. Çeşitli konular üzerinde çalışan ortaklıklarda, anamalı elde edebilmek için satağa çıkarılan ve kuruluşa ortak olmak isteyen kişilerin belirli bir para karşılığında satın aldıkları belgit.

 

Anamal : Sermaye.

Belgit : Senet. Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan.

Yıllık : Bir yıl için, senelik, senevi. Bir yılda verilen ücret. Yılda bir yapılan. Bir yıl içinde olan. Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap. Yapımından veya doğumundan başlayarak üzerinden bir yıl geçmiş olan. Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak. Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname.

Kalan : Kalma işini yapan. Artan, mütebaki. Bir çıkarmanın sonucu. Bölme işleminde bölünenden artan sayı.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Döner : Dönmekte olan, dönen, dönecek biçimde düzenlenen. Bir eksene geçirilmiş etlerin döndürülerek pişirilmesiyle yapılmış olan kebap, döner kebap.

Belgi : Bir şeyi benzerlerinden ayıran özellik, alamet, nişan. Şiar.

Verim : Çalıştırılan, işletilen, bakılan bir şeyin verdiği sonuç veya bu sonucun niceliği, mahsul, randıman. Elde edilen ürün, hizmet vb.yle onu elde etmek için harcanan iş arasındaki oran. Ortaya çıkan, istenilen, beklenilen sonuç, semere.

 

Döne : Karşı ziyarette bulunma. Defa, kere. Minder güreşlerinde her üçer dakikalık süre. Aynı amaçla belirli bir yer ve zamanda düzenlenen kılıçoyunu yarışmaları. Bir başarı sıralaması yapmak üzere birçok kişi ya da takım arasında ve her birinin ötekilerle karşılaşması biçiminde yapılan yarışma ya da oyunların tümü. Bir başarı sıralaması yapmak üzere bir çok kişi ya da takım arasında ve her birinin ötekilerle karşılaşması biçiminde yapılan yarışma ya da oyunların tümü. “1.”Bundan sonraki çocuklar erkek olsun” anlamında kullanılan bir isim. Karşı ziyarette bulunma.”.

Geri : Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü, art, alt taraf, ileri karşıtı. "Geri dön, geri git!" anlamında bir söz. Araba üzerine gerilerek kenarları arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman veya tahıl doldurulan büyük kıl çuval. Aptal, anlayışsız. Eksik gösteren (saat). Hayvanda boşaltım organının dışı. Bir şeyin sona kalan bölümü. Son, sonuç. Benzerlerine ayak uydurup ilerleyememiş, gelişememiş. Geriye doğru. Geçmiş, mazi.

Borç : Geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey. Birine karşı bir şeyi yerine getirme yükümlülüğü, vecibe.

Veri : Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done. Bilgi, data. Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi. Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey. Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları. Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler.

Kala : Kaldığında.

Diğer dillerde Geçerli oran anlamı nedir?

İngilizce'de Geçerli oran ne demek ? : current return