Kıyı çizgisi nedir, Kıyı çizgisi ne demek

Kıyı çizgisi; Şehir alanında kullanılan bir kelimedir.

Teknik terim anlamı:

Deniz, göl ve akarsularda, herhangi bir anda suyun kara parçasına değdiği noktaların birleştirilmesinden oluşan ve hava olaylarına göre değişen doğal çizgi.

Deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında suyun karaya değdiği noktaların birleşmesiyle oluşan çizgi.

Kıyı çizgisi anlamı, tanımı

Çizgi : Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril. Yüz ve vücut hatlarının her biri. Bir noktanın yürütülmesiyle oluşan biçim. Bir durumdan başka bir duruma atlanan, geçilen yer, sınır. Temel

Kıyı : Kara ile suyun birleştiği yer. Issız, tenha yer. Kenar, periferi. Sahil.

Birleştirilme : Birleştirilmek işi.

Bir anda : Çabucak.

Birleşme : Birleşmek işi.

Noktal : Formülü C10H13BrN2O3, mol kütlesi 189 g, e.n. 178 °C olan, beyaz toz halde, bir çeşit uyuşturucu madde.

Taşkın : Taşmış bir durumda olan. Aşırı. Su baskını, seylap, feyezan.

Karaya : Eczacılıkta kullanılan ve çürümeyen bir bitki.

Bir an : Çok kısa bir süre.

Akarsu : Yeryüzünde, yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan su. Tek sıra elmastan gerdanlık.

Birle : Zaman anlamına gelip fiillerin sonunda takı gibi kullanılır: Babam geldiği birle ağabeyim sigarayı atar. İle.

 

Nokta : Çok küçük boyutlarda işaret, benek. Orta nokta. Sınır, derece, radde. Konu, konu ile ilgili önemli bölüm. Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret. Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.). Yer. Nöbetçi, gözcü, bekçi. Hiçbir boyutu olmayan işaret. Nöbetçi bulunan yer.

Tabii : Doğada olan, doğada bulunan. Katıksız, saf, doğal. (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi. Yapmacık olmayan, doğal.

Parça : Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan ya da artakalan şey. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime. Nesne. Tane. Güzel, alımlı kız veya kadın. Müzik eseri. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz. Pasaj.

Karay : Karaim.

Durum : Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.

Doğal : Doğada olan, doğada bulunan. Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi. Yapmacık olmayan. Kendiliğinden olan, insan eliyle yapılmamış, yapay karşıtı. Doğada rastlandığı gibi, doğaya uygun olan, doğa güçlerine, kurallarına uyan, tabii, natürel. Katıksız, saf. Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan.

 

Değiş : Değme işi. Değişim.

Deniz : Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi. Bu su kütlesinin belirli bir parçası. Aydaki düzlükler. Çokluk, yoğunluk. Geniş alan. Şanlıurfa şehrinde, Şehitnusretbey bucağına bağlı olan küçük bir yerleşim birimi.

Diğer dillerde Kıyı çizgisi anlamı nedir?

İngilizce'de Kıyı çizgisi ne demek ? : coastal line