Kesili nedir, Kesili ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Söz verilmiş, sözlü : Bu kız Ahmet'e kesili.

Tamamlanmış, bitmiş : Bu iş kesili bir hale geldi.

Kesili ile ilgili Cümleler

  • Et zor kesiliyor.
  • O tepedeki ağaçlar kesilirse, oldukça çabuk bir şekilde erozyonu görürsün.
  • Bu et kolayca kesiliyor.
  • Peynir bir bıçak ile kolayca kesilir.
  • Hava sıcak olduğunda süt çabucak kesilir.
  • Pürdikkat kesilin.
  • Ekmek çok yumuşak olduğu için zor kesiliyor.

Kesili ile ilgili Atasözü veya Deyim

altın tutsa toprak olur (veya altına yapışsa elinde bakır kesilir) : giriştiği işlerde büyük talihsizliklere uğrayan kimsenin durumunu anlatan bir söz.

Kesili anlamı, tanımı

Kesi : Kesilmiş yer. Ortaklık, yarıcılık : Tarlayı kesiye verdim. Çamaşır. Giysi, elbise. Ucu eğik baston, sırık

Kesilik : Çamaşırlık.

Kesilim : Güzel, iyi : O kesilim elbiseyi pis etti.

Kesilim öngerilimi : Bir eksicik borusunda üst-üşek akımını durdurmak için kafese uygulanması gerekli eksi gerilim.

Kesilim sıklığı : Bir dalgalı akım çevriminde akımın kesilmesine yol açan sıklık.

Kesiliverme : Kesilivermek işi.

Kesilivermek : Ansızın kesilmek.

Kesiliş : Kesilme işi.

Bitmiş : Donmuş, katılaşmış pekmez. Yağ veya pekmezin zaman aşımından geçmiş, bozulmuş hâli.

Ahmet : [Bakınız: ehmet]. Övülmeye layık, övülmüş.

 

Sözlü : Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı. Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu.

Tamam : Bütün, tüm. Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz. Evet. Eksiksiz. Tamamlanmış, bitmiş. Yanlış ve yalan olmayan, doğru.

Tama : Cehennem.

Veri : Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done. Bilgi, data. Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi. Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey. Gözlem ve deneye dayalı araştırmanın sonuçları. Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler.

Hale : Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker, ayla, ağıl. Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire.

Söz : Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil. Bir işi yapacağını kesin olarak vadetme. Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi. Kesinlik kazanmayan haber, söylenti. Müzik parçalarının yazılı metni, güfte. Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük.

Kız : Dişi çocuk. Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı. Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

 

İş : Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma. Bir değer yaratan emek. Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev. Sanayi, ticaret, tarım, maliye ve benzerleri alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü. Kamu yararına yapılan işler. Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma. Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek. Ticari anlaşma, alışveriş. Herhangi bir maksatla kurulan düzen. Bazı deyimlerde “yarar, çıkar” anlamında kullanılan bir söz. Yapılan şey, davranış. Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey. Emek, işçilik, ustalık. İşlem. Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış. Yetenek. Etene, son. İç. İş. İş, durum, hâl. Eş. İç, ara. İş, husus, fiil, davranış, çalışma. Bir bilgisayarda uygulanmak üzere bir ya da birçok görevden oluşacak biçimde tanımlanmış bilgi işlem öbeği. Beden ya da kafa gücüyle yapılan şey. Çalışma, emek. Yapılacak ya da yapılan şey, uğraşı, görev. Meslek. Bir kuvvetin etki noktasını devindirmesi. İş, kuvvetin yol boyunca birleşeni ile alınan yolun çarpımına ya da 'kuvvet yönleci ile yol yönlecinin sayıl çarpımına eşittir. amel. (work) Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek. (business, activity) Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler. (profession) Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek. (job) Birinden istenen hizmet veya ona verilen görev. Mekanikte, bir noktaya etkiyen kuvvetin büyüklüğü, noktanın aldığı yolun uzunluğu ve kuvvet yönü ile yol doğrultusu arasında kalan açının kosinüsü çarpımlarıyla belirlenen erke. Termodinamikte, bir dizgeyle çevresi arasında, ısı türü dışında oylumsal, elektriksel, yüzeysel her tür erke alışverişinin ortak adı. Tecimsel nitelikte yapılan işlem ve çalışmalar. Verimin sağlanılması için harcanan özdeksel ve tinsel insan gücüne ya da sonucuna verilen ad. [Bakınız: ]. Eş, arkadaş. Denk, benzer. Hal, durum, vaziyet.

Diğer dillerde Kesilen sayışım anlamı nedir?

İngilizce'de Kesilen sayışım ne demek ? : broken account