Kirincimek nedir, Kirincimek ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

İş bozulmak : Aman, şu aşa su katma, sonra kirincir.

[Bakınız: kirinmek].

Çamaşır temizlenmemek : Bu beyazlar kirincimiş. Yudum yudum arınmadı.

İyi pişmemek, çiğ kalmak : Aman şu aşa su katma da kirincimesin.

Kendine verilen işi başkalarına gördürmek için tembellik etmek, üşenmek.

Kirincimek anlamı, tanımı

Kiri : Eşek yavrusu, sıpa. Sonra : Senden kiri ben geleceğim. Sesini kes, sus : Kişi oğluysan kiri dur yerinde. İnat. Sus. Geri. Ücret, karşılık, mükâfat, ecir. Kira

Kirin : Proteinlerin hidrolizinde oluşan bazik madde.

Kirinci : Üç ile yedi yaş arasında olan erkek deve. İki, üç yaş arasındaki erkek ya da dişi deve. Boz renkli dişi deve.

Yudum yudum : Azar azar.

Temizlenme : Temizlenmek işi.

Gördürmek : Görme işini yaptırmak. Bir işi başkasına yaptırmak.

Tembellik : Tembel olma durumu, atalet. Tembelce davranış, atalet.

Gördürme : Gördürmek işi.

Bozulmak : Bozma işine konu olmak. Dağılmak, bozguna uğramak. İyi ve değerli niteliğini yitirmek. Bir şeye kızmak, içerlemek. Taşıt arızalanmak. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek. Sağlığını yitirip zayıflamak.

Kirinmek : İnat etmek, geri çekilmek, ayak diremek, huylanmak. Kendine verilen işi başkalarına gördürmek için tembellik etmek, üşenmek : Kirinme, kalk git de gel.

 

Çamaşır : İç giysisi. Kirli eşyaları yıkama işi.

Üşenmek : Kendinde bir gevşeklik duyarak bir işi yapmaya isteği olmamak, erinmek.

Bozulma : Bozulmak işi.

Kalmak : Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek. Yapamamak. Eğleşmek. Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek. Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak. Sınırlanmak. Oturmak, yaşamak. Olmak, herhangi bir durumda bulunmak. İşlemez, yürümez duruma gelmek. Sınıf geçmemek. Herhangi bir durumu sürdürmek. Oyalanmak, vakit geçirmek. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Varlığını korumak, sürdürmek. Hayatını sürdürmek, yaşamak. Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak. Yetinmek. Miras olarak geçmek. Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak. İleriye atılmak, ertelenmek. Konaklamak, konmak.

Üşenme : Üşenmek işi.

Tembel : İş görmeyi, çalışmayı sevmeyen, çaba göstermekten, sıkıntıdan kaçan (kimse), üşengeç. Fonksiyonunu yerine getirmede yavaşlık gösteren (organ).

Arınma : Arınmak işi, temizlenme. Duyguların sanat yoluyla arı duruma getirilmesi. Ruhun tutkulardan temizlenmesi.

Çamaş : Ordu iline bağlı ilçelerden biri.

Etmek : Bir işi yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Küçük ya da büyük abdestini yapmak. Bulmak, erişmek. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

Diğer dillerde Kirin anlamı nedir?

İngilizce'de Kirin ne demek ? : kyrine