Konus nedir, Konus ne demek

Konus; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Koni, koni biçiminde olan.

Işını belli bir sahaya düşürmede kullanılan delikli metal levha.

Konus ile ilgili Cümleler

  • Jale çit konusunda komşusu ile çene çalarak birkaç saat geçirdi.
  • Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.
  • Onun kitabı eleştiri konusu haline geldi.
  • Ali işini bırakması gerektiği konusunda Mary'yi ikna etmekte zorluk yaşadı.
  • Konusunu ne zaman açsam, cevap vermekten kaçıyorsun.
  • Burak karısı Tuğba'nın ölümcül derecede hasta olduğu konusunda bilgilendirildi.
  • Konusu açılmışken sormak istiyorum.
  • Sağlık hizmetleri konusunda endişeliyim.
  • Konusu açılmışken sorayım.
  • Öğretmen, sınavın muhtemelen karmaşık olacağı konusunda bizi uyardı.
  • Ali bazı gıda alerjileri var, bu nedenle o ne yediği konusunda dikkatli olmak zorunda.
  • Ali Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna edemedi.
  • Ali aile içi istismar konusunda uzmandı.

Konus ile ilgili Atasözü veya Deyim

söz konusu edilmek : sözü edilmek, konuşulmak.

söz konusu olmak : üzerinde konuşulmak, bahis konusu olmak, bahis mevzusu olmak.

Konus kısaca anlamı, tanımı

Konu : Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje. Üzerinde konuşulan şey, bahis

 

Emeğin konusu : Marksist yaklaşıma göre emeğin, insan gereksinimlerini karşılamaya hazır duruma getirmek için çalıştığı malzeme.

Konus arteryozus : Truncus pulmonalis’in ventriculus dexter’den çıkış yerinde görülen huni biçimindeki kabartı.

Konusal algılama ölçeri : Belirli durum ya da olayları gösteren bir dizi resimden oluşan, deneklerden resimlerde olup bitenlerle ilgili öyküler uydurmaları istenen yansıtıcı bir kişilik ölçeri. (Öykülerin, deneğin kişilik yapısı üzerine bilgi verdiği düşünülür.).

Konusal duygu yatırımı : Genel olarak sevgecin herhangi bir konu üzerinde toplanması, özel olarak da sevgecin cinsel niteliği olmayan başka konulara yönelmesi.

Ölçüm konusu : Bir ölçme aracıyla, aralarında ayrım gözetilebilecek değişik değer ya da seçenekleri bulunan, değişkenliği olan nesne ya da özellik.

Sevgeç konusu : (Freud) Sevgecin yöneldiği ve duyar olduğu kişi ya da nesneler.

Vergi konusu : Üzerine vergi konulan, doğrudan ya da dolaylı biçimde verginin kaynağını oluşturan mal, taşınır değer, sermaye, işlem gibi iktisadi unsurlar.

Yapıt hakkı konusu yapıtların bölümlemeleri : Kütük işlemlerini düzenli olarak yürütebilmek ve hakların yokolmasını ve korunmasını sağlamak amacıyla yapılan sınıflar (ABD nde 13 sınıf bulunmaktadır).

Bahis konusu : Söz konusu.

Konusuz : Konusu olmayan, mevzusuz.

Söz konusu : Sözü edilen, üzerinde konuşulan, bahis konusu, bahis mevzusu, mevzubahis.

Düşürme : Düşürmek işi.

Delikli : Deliği ya da delikleri olan. Deliklerle kaplı esnek doku şeridi. Kevgir. Bir tür olta iğnesi.

 

Levha : Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha. Tabela. Tablo, resim.

Metal : Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde. Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı. Bu maddeden yapılmış.

Belli : Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen. Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr.

Biçim : Biçme işi. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Herhangi bir şeyin benzeri. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Tarz.

Delik : Dar, küçük açıklık. Cezaevi. Delinmiş olan. Dar, küçük çukur. Küçük hayvan yuvası.

Işın : Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua. Işın etkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri. Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri. Belli bir doğrultuda giden tanecikler ya da erke demeti. Isı ya da ışık erkesinin yayılma doğrultusunu gösteren çizgi. Bir çemberin ya da bir yuvarın özeğinden dışa doğru uzanan çizgilerden her biri. [Bakınız: ışık ışını]. Belli bir doğrultuda,giden parçacıklar ya da erke demeti. Bir doğru üzerindeki bir P noktası ile söz konusu doğru üzerinde P nin bir yanında kalan tüm noktaların oluşturduğu küme. Anlamdaş. yandoğru. Herhangi bir ışınım kaynağından çıkarak herhangi bir yöne giden bir ışınımın izlediği doğru. Bu ışınımın kendisi. Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne dağılıp giden ışık demeti.

Diğer dillerde Konumtasar anlamı nedir?

İngilizce'de Konumtasar ne demek ? : lay-out plan, site plan