Kıypıtmak nedir, Kıypıtmak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Aşırmak, çalmak.

Görünmeden kaçmak, savuşmak.

Saklamak, kaçırmak, almak.

[Bakınız: kıvırmak].

Sapıtmak : Kıypıt Mehmet konuşurken kıypıttı.

Gözünü yana doğru kaydırmak : Gözünü kıypıtı kıypıtıveriyor.

Eski söylediğini yinelemek.

Çalmak, aşırmak.

Kıypıtmak tanımı, anlamı

Kaydırmak : Kaymasını sağlamak, kaymasına yol açmak

Yinelemek : Tekrarlamak.

Kıvırmak : Herhangi bir şeyi bükmek. Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek. Yapmak istememek, yan çizmek. Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek. Kenarından katlamak. Saptırmak, çevirmek. Uydurup söylemek. Dolandırmak. Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek.

Saklamak : Elinde bulundurmak, tutmak. Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek. Korumak, esirgemek. Birine vermek için ayırmak. Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak. Gizli tutmak, duyurmamak. Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak.

Savuşmak : Bulunduğu yerden aceleyle, gizlice veya dikkati çekmeden ayrılmak. Hastalık veya başka kötü bir durum geçmek, iyileşmek.

Yineleme : Tekrarlama. Bir cümle içinde veya arka arkaya gelen cümlelerde bir kelimenin veya bir parçanın tekrarlanması. Cümlede eş, yakın ve zıt anlamlı sözlerin tekrarlanması.

 

Kaçırmak : Kaçmasını sağlamak ya da kaçmasına imkân yaratmak. Delirmek. Yararlanamamak. Ölçüyü, sınırı aşmak, fazlasına gitmek. Yarışan bir koşucu diğeri tarafından hızla geçilip ara açılmak. Futbol veya basketbolda savunduğu oyuncuyu boş bırakmak, pas almasına fırsat vermek. İstemeyerek altını kirletmek. Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek. Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak. Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak. Zor kullanarak yanında götürmek. Bir işi belirlenen zamanda yapamamak. Bir araç veya aletle iş görürken aracı iyi kullanamama yüzünden kendine veya bir başkasına zarar vermek. Sıvı, gaz vb. sızdırmak. Birini veya bir şeyi göstermemek. Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak.

Sapıtmak : Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek. Saçmalamaya başlamak. Aklını bozmak. Şaşırmak.

Kaydırma : Kaydırmak işi. Savunmanın belirli bir anında, oyunun güç noktasını birdenbire değiştirme. Alıcının herhangi bir araç üzerinde çeşitli yönlere hareket ettirilmesi.

Kıvırma : Kıvırmak işi.

Sapıtma : Sapıtmak işi.

Savuşma : Savuşmak işi.

Görünme : Görünmek işi.

Saklama : Saklamak işi.

Aşırmak : Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek. Çalmak, çalıp götürmek, araklamak. Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek. Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak.

Yinelem : [Bakınız: dönem]. Anlatımı ve ses güzelliğini güçlendirmek ereğiyle bir sözcüğün yazıda sık sık kullanılması. Ör. / Büyüksün İlâhi büyüksün büyük / Büyüklük yanında kalır pek küçük (Ali Haydar).

 

Kaçırma : Kaçırmak işi.

Konuşu : Bilimsel bir sorunu incelemek veya siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılmış olan akademik toplantı, kolokyum.

Kaçmak : Hızla koşup bir yere saklanmak. Yok olmak. Hızlı koşmak. Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak. Rengi ağarmak, uçmak. Kız veya kadın yasalara ve aile isteklerine karşı gelerek evlenmek için evinden ayrılmak. Girmek. Futbol ve basketbolda engelleyen adamdan kurtulmak veya pas alabilmek için boş alana koşmak. Kaçınmak. İpi kopmak. Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak. Görünmeden gitmek, savuşmak, sıvışmak. Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek. Kaçgöçe uymak. Yarışçı diğerlerinden hızla ayrılıp arayı açmak. Bir yana doğru kaymak. Benzemek, andırmak.

Aşırma : Aşırmak işi. Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas. Küçük kazan, kova, bakraç. Aşırılmış. Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik bir biçimde anlatma, intihal. Yapı çatılarında uzun mertek, aşık.

Diğer dillerde Kıyıortay anlamı nedir?

İngilizce'de Kıyıortay ne demek ? : median, median line