Lacerate türkçesi Lacerate nedir

  • Kenarları derin ve düzgün olmayan şekilde parçalanmış yaprak.
  • İncitmek (duygularını).
  • Üzmek.
  • Tırmalamak.
  • İncitme.
  • Yırtmak.
  • Kırmak (kalbini).
  • Laserat.
  • Yaralamak.
  • Parçalamak.
  • Yaralama.
  • Biyoloji alanında kullanılır.
  • Kırmak.

Lacerate ingilizcede ne demek, Lacerate nerede nasıl kullanılır?

Lacerated : Sökülmüş. Pürüzlü. Parçalanmış. Yırtık. Yırtılmış. Hasarlı. Kopuk. Yaralanmış.

Lacerates : Tırmalamak. İncitme. Yaralama. İncitmek (duygularını). Yaralamak. Yırtmak. Kırmak. Parçalamak. Kırmak (kalbini). Üzmek.

Lacerating : Yaralamak. Yırtılma. Kırma. Kırmak. Parçalamak. Üzmek. Üzme halleri. Yırtmak. Parçalama. Yaralama.

Laceration : Yırtılma, travmatik yaralanma. delici yaralanmalar sonucu meydana gelmiş laserasyonlar genellikle ikincil enfeksiyonlara maruz kalır. vücut dokularının yırtılmasıyla oluşan yara. Yırtma. İncitme. Kesilme. Yaralama. Lakerasyon. Derin kesik. Laserasyon. Parçalanma.

Lacerations : Yırtılma. Kesilme. Yaralanma. Kırma. Keskin kısımlar. Yırtma.

Dilaceration : Parçalamak. Dağıtmak. Dilaserasyon.

Self laceration : Kendini yaralama.

Lacer : Bağlayan kimse. Bağlayıcı. Dantel ören kimse.

Lacers : Bağlayıcı. Dantel ören kimse. Bağlayan kimse.

Lacerda : Palamut, torik vb. balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura. Lakerda.

 

İngilizce Lacerate Türkçe anlamı, Lacerate eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Lacerate ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Claw : El atmak. Cırmalamak (kedi vb). Pençe. Tırnaklamak. Biyoloji, sinema, televizyon, veterinerlik alanlarında kullanılır. Sağım pençesi. Makas. Pençe vurmak.

A cell : A hücresi. Mayalarda eşeyli üreme sırasında alfa hücresiyle beraber zigotu oluşturan hücre.

Bodily injury : Adam yaralama. Bedeni sakatlık. Cismani zarar. Fiziksel sakatlık. Bedeni zarar. Fiziksel yaralanma. Bedensel yaralanma.

Abductor muscle : Uzaklaştırıcı kas. Abdüktör kas. Bir bacak ya da herhangi bir bölgeyi dışa doğru çeken kas. abdüktör kas.

Abiotic factor : Abiyotik faktör. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen iklim faktörleri, toprağın özellikleri, suyun kimyasal yapısı gibi faktörler. Canlı varlıkların hayatlarını önemli derecede etkileyen, iklim faktörleri, toprağın özellikleri ve suyun kimyasal yapısı gibi faktörler.

Breaching : Gedik açma. Gedik açmak. Yarmak.

Bring under : Mutsuz etmek. Boyun eğdirmek. Neşesini kaçırmak.

Aardvark : Yerdomuzu. Karınca yiyen. Borudişli. Damarlı dişliler (tubulidentata) takımının, yer domuzugiller (orycteropodidae) familyasından, 100 cm kadar uzunlukta, 30 cm kadar kuyruğu olan, afrika'da kazdığı inlerde yaşayan bir tür. Yer domuzu.

Comminute : Ezmek. Püskürtmek. Ufalamak. Öğütmek. Toz etmek.

Scrabbles : Acele ile yazmak. Kargacık burgacık yazmak. Çızıktırmak. Aramak. Çiziktirmek. Tırmalanmak. Karalama. Eşelemek. Karalamak.

Lacerate synonyms : busted, crumble, affect, mangles, carbonado, endamaging, irritates, get over, injury, clawed, cut up, injuries, breach, maiming, afflicts, abacus bodies, chafe, a site, offence, affront, abiotic environment, offense, gashing, chafes, aggrieves, chafed, torn, aardwolf, bust, bash in, a cells, endamage, dash.

 

Lacerate zıt anlamlı kelimeler, Lacerate kelime anlamı

Uninjured : Zarar görmemiş. Yaralanmamış. İncinmemiş.

Smooth : Yumuşak. Hoş. Buruşukluklarını gidermek. Yatıştırmak. Düz. Huzur veren. Kolaylaştırmak. Mükemmel. Akıcı.

Lacerate ingilizce tanımı, definition of Lacerate

Lacerate kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To torture. To mangle. Mangled. As, to lacerate the flesh. Hence: To afflict. To tear. As, a lacerated wound. Rent. To rend. To separate by tearing. As, to lacerate the heart. Torn.