Patırtı nedir, Patırtı ne demek

"Patırtı" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım." - S. F. Abasıyanık
  • "Dinledim sokaktaki ayak patırtısını / Duydum iki kişinin para lakırtısını" - E. B. Koryürek
  • "Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." - Y. K. Karaosmanoğlu

Patırtı kısaca anlamı, tanımı:

Patırtı çıkarmak : Kavgaya sebep olmak, kavga çıkarmak.

Patırtı kopmak : Kavga çıkmak, kargaşalık olmak.

Patırtıya pabuç bırakmamak : Önemli bir tehlike yaratmayacağını bildiği kışkırtmalara, yıldırmalara aldırmayıp bildiğini yapmak.

Patırtıya vermek : Gürültüye vermek.

Gürültü patırtı : Kavga, gürültü.

Patırtılı : Patırtısı olan.

Patırtısız : Patırtısı olmayan.

Gürültülü patırtılı : Çok gürültülü ve karışık bir biçimde. Çok gürültülü ve karışık.

Gürültüsüz patırtısız : Rahat, sakin bir biçimde. Rahat, sakin.

Biçim : Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Tarz. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Herhangi bir şeyin benzeri. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Biçme işi. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form.

 

Ayak : Halk edebiyatında uyak. Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri. Bacak. Yürüyüşün ağırlık veya çabukluk derecesi. Yarım arşın veya 30,5 santimetre uzunluğundaki ölçü birimi, kadem, fit, fut. Göl ayağı. Kömür ocaklarında kömürün çıkarıldığı galeri. Vücudun belden aşağı bölümü. Bir doğrunun başka bir doğruyu veya bir düzlemi kestiği nokta. Halk edebiyatında koşuklarda kısa yedekli dizeler. Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü. Altılı ganyanda yer alan her bir koşu. Mayalardan önce, makama uygun olarak çalınan veya söylenen beste. Karakucak ve yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden biri. Futun küpü alınarak hesaplanan değer. Basamak.

Kuvvet : Fiziksel güç, takat. Bir ülkenin silahlı gücü. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir. Yetke, erk, nüfuz. Şiddet, zor, cebir. Güç. Dayanıklı olma durumu. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik.

Basar : Göz. İleriyi görme, algılama yetisi. Merdivenin ayakla basılan yüzeyi.

Yürüme : Yürümek işi.

Gürültülü : Karışık olaylarla dolu. Gürültüsü olan.

 

Çatışma : Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma. Çatışmak işi. Silahlı büyük kavga, arbede.

Pat : Yassı bir şeyle vurulduğunda çıkan ses. Kasımpatı biçiminde olan elmas iğne. Yassı, basık. Birleşikgillerden, papatyaya benzeyen otsu bir bitki (Leucanthemum).

Çıkan : Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı.

Adı : Bayağı. Aşağılık, alçak. Değersiz, kötü, sıradan, hiçbir özelliği olmayan.

Arbede : Çatışma, patırtı.

Patırtı kütürtü : Gürültü, şamata.

Diğer dillerde Patırtı anlamı nedir?

İngilizce'de Patırtı ne demek? : n. noise, clamor, clamour [Brit.], row, sound and fury, tumult, ado, bang, charivari, clatter, coil, disorder, dustup, fracas, plump, riot, roughhouse, rumpus, stir, to-do, welter

Fransızca'da Patırtı : bruit [le], tapage [le], chahut [le], chichi [le], tumulte [la]

Almanca'da Patırtı : n. Geräusch, Getöse, Gewühl

Rusça'da Patırtı : n. грохот (M), треск (M), шум (M), сумятица (F), беспорядок (M)