Salaca nedir, Salaca ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Hasta, yaralı ya da ölü taşınan sedye.

Tabut.

[Bakınız: sal].

Tutukevi.

Ölü.

Tabut.

Sedye.

Hayvanın çektiği hasta sedyesi.

Üstünde ölü yıkanılan kerevet.

Teknik terim anlamı:

Sedye, tabut.

Salaca tanımı, anlamı

Sala : Sela

Salacak : Üstünde ölü yıkanılan kerevet, teneşir.

Tutukevi : Tutukluların kapatıldığı yer, tomruk, dam, tevkifhane.

Üstünde : Üstündeki, karşılığı üs'ta.

Kerevet : Üzerine şilte serilerek yatmaya veya oturmaya yarayan, duvara bitişik, ayakları olan, tahtadan sedir.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Yaralı : Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh. Dertli, üzüntülü.

Tutuk : Akıcı, rahat konuşamayan. Durgun, çekingen, sıkılgan. Kapalı, tıkalı. Kısılmış, kesik. Tutuklu. Sıkıntılı. Bir organ hareket edemez olmuş. Olması gereken gibi olmayan. Eski işlevini göremez duruma gelmiş.

Üstün : Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha. Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik.

 

Hasta : Hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kimse, rahatsız. Aşırı düşkün, tutkun. Parasız, züğürt. Zihinsel yetenekleri bozulmuş olan.

Sedye : Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere.

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Tabut : Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal, ölü salı. İçine yumurta konan uzun sandık.

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Yara : Keskin bir şeyle veya bir vuruşla vücutta oluşan derin kesik. Dert, üzüntü, acı. Bir şeyin iç veya dış yüzünde herhangi bir etki ile oluşan ve tehlikeli olabilen oyuk, gedik, yarık. Vücutta işlemekte olan çıban.

Tutu : Borcun ödeneceğine ilişkin borçlunun alacaklıya bir taşınmazı güvence olarak göstermesi, ipotek.

Kere : Kez, yol, defa, sefer.

Tabu : Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç. Tekinsiz. Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış).

Ölü : Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, morto, diri karşıtı. Çok durgun, hareketsiz. Etkileme gücü olmayan, canlılığı olmayan. Ölmüş insan, müteveffa, mevta. Hayvan leşi. Gücü az, zayıf.

Sal : Birçok kalın direk yan yana bağlanarak yapılan, düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı. Tabut.

Diğer dillerde Sala hücreleri anlamı nedir?

İngilizce'de Sala hücreleri ne demek ? : sala’s cells