Sokarık nedir, Sokarık ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Yeni çıkan ekin.

Ekilen tahılların ilk çıkan filizleri.

İki, üç aylık pilicin ince tüyleri.

Teknik terim anlamı:

Topraktan ilk çıkan filiz, filizlenme, filizin topraktan çıkması, intaş.

Sokarık kısaca anlamı, tanımı

Soka : Ağılı. Hayvanların geçmemesi için çalı ile örtülen geçit. Dibekte, havanda dövme işini yapan tokmak

Sokarı : Yeni çıkan ekin.

Filizlenme : Filizlenmek işi. Yumruların üzerinde ince uzun filizlerin belirmesi biçiminde görülen patates hastalığı.

Üç aylık : Üç ayda bir ödenen emekli aylığı.

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Filizi : Filiz rengi. Bu renkte olan.

Topra : Torba.

Tahıl : Buğday, arpa, mısır, yulaf, çavdar, pirinç vb. hasat edilen ürünler ile tohumlarının genel adı, hububat.

Çıkan : Çıkarma işleminde bütünden alınan sayı.

Çıkma : Çıkmak işi. Hamamdan çıkarken kullanılan havlu ve kurulanma takımı, çıkacak. Çıkmış. Desteklemek amacıyla verilen para. Bir yazı sayfasının kenarına metinle ilgili olarak yazılan ek, çıkıntı, derkenar. Eski, kullanılmış. Bir yapının üst katlarından dışarıya doğru uzanmış bölüm, balkon.

 

Filiz : Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal, sürgün, ışkın, eşkin, cımbar, çıvgın, şıvgın. Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği.

Aylık : Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş. Bir ay içinde olan. Bir ay için. Ayda bir kez yapılmış olan veya çıkan. Belirli aydan beri var olan. Bir ay süren, mahiye.

Fili : Kapı, pencere ve dolabın sürgüsü ya da mandalı. Uyluk kemiği. Kol ya da bacak kemiklerinin çıkıntıları, kenetleri. İpten yapılmış özengi. Dilim: Kaymaklı kadayıf filiciklerini kes keste ye.

Pili : Kumaş, kâğıt vb.nde bir bölümün öbürünün üzerine getirilmesiyle oluşturulan kıvrım, kırma. Her türlü kıla verilen ad.

Tahı : Kez. Takı, düğün ve nişan hediyesi.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Yeni : Kullanılmamış veya az kullanılmış olan, eski karşıtı. Tanınmayan, bilinmeyen. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan. Biraz önce, çok zaman geçmeden. Daha öncekilerden farklı olan. Eskisinin yerine gelen. En son edinilen. İşe henüz başlamış. Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan.

Ekin : Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum. Kültür, hars.

İnce : Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Hafif, gücü az. Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Ayrıntılı. Zayıf. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Tiz (ses), pes karşıtı.

 

Aylı : Üzerinde ay biçimi bulunan. Gebe. Ay ışığı olan, mehtaplı.

Diğer dillerde Sokak virüsü anlamı nedir?

İngilizce'de Sokak virüsü ne demek ? : street virus