Tasa nedir, Tasa ne demek
- Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam

- Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu.
"Tasa" ile ilgili cümle örnekleri
- "Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar." - F. R. Atay
Diğer sözlük anlamları:
Rahatsızlık; bulantı.
Bilimsel terim anlamı:
Doyurucu olmayan ya da tedirgin edici durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede güvensizlik içinde bulunulduğu zaman algılanan tedirgin edici bir duygu.
İngilizce'de Tasa ne demek? Tasa ingilizcesi nedir?:
worry
Fransızca'da Tasa ne demek?:
morosité
Tasa anlamı, tanımı:
Tasa çekmek : Kaygılanmak, üzüntü içinde olmak, üzülmek.
Tasa etmek : Üzülmek, kaygıya kapılmak.
Tasası sana mı düştü : "sen karışma, seni ilgilendirmez" anlamında kullanılan bir söz.
Tasasına düşmek : Derdine düşmek.
Tasalanma : Tasalanmak işi.
Tasalanmak : Bir şeyi kendine tasa etmek, üzülmek, kaygılanmak, endişelenmek.
Tasalı : Tasası olan, kaygılı.
Tasallüp : Katılaşma.
Tasallut : Sarkıntılık. Musallat olma, saldırma.
Tasallut etmek : Sarkıntılık etmek.
Tasannu : Bir şeyi olduğundan daha değerli gösterme, yapmacık.
Tasar : Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan.
Tasar çizim : Tasarım.
Tasar çizimci : Tasarımcı.
Tasarı : Hukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim.
Tasarı geometri : Uzaydaki tasavvur edilmiş biçimleri iz düşümleriyle gösteren geometri.
Tasarım : Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. Bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn.
Tasarımcı : Tasarım yapan kimse, tasar çizimci, dizayncı.
Tasarımcılık : Tasarımcı olma durumu, tasar çizimcilik, dizayncılık.
Tasarımlama : Tasarımlamak işi.
Tasarımlamak : Bir şeyin biçimini zihinde canlandırmak.
Tasarımlanma : Tasarımlanmak durumu.
Tasarımlanmak : Tasarımlama işi yapılmak.
Tasarımlı : Tasarımlanmış, zihinde canlandırılarak biçim verilmiş, dizaynlı, edimsel karşıtı.
Tasarlama : Tasarlamak işi.
Tasarlamak : Bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak. Bir taşın, bir ağacın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak.
Tasarlanış : Tasarlanma işi.
Tasarlanma : Tasarlanmak işi.
Tasarlanmak : Tasarlama işi yapılmak.
Tasarlayış : Tasarlama işi.
Tasarruf : Tutum. Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım. Para biriktirme, artırım.
Tasarruf bonosu : Maaş gibi kazançlarla bazı satışlarda devletin borçlanması yolu ile yapılmış olan kesintiye karşılık verilen ve üzerinde faiz kuponları bulunan senet.
Tasarruf etmek : Bir şeyi dikkatli ve idareli kullanmak. kısmak. bir malın sahibi olmak, onu istediği gibi kullanmak. para biriktirmek.
Tasarrufçu : Birikimci.
Tasarrufçuluk : Birikimcilik.
Tasarruflu : Parasını ölçülü, dikkatli harcayan. Az masraflı.
Tasasız : Hiçbir şeyi kendine dert edinmeden. Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen. Tasası, derdi olmayan, kaygısız.
Tasasız olmak : Dertsiz olmak.
Tasasızlık : Tasasız olma durumu.
Tasavvuf : Kur'an'da önerilen ve peygamberin hayatında uygulamaları görülen hayat tarzını yaşama gayreti, İslam gizemciliği. Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliği anlayışıyla açıklayan dinî ve felsefi akım.
Tasavvufi : Tasavvufla ilgili, tasavvufa ait.
Tasavvur : Göz önüne getirme, hayal etme, zihinde canlandırma. Tasarım. Düşünce, amaç, niyet, maksat, plan.
Tasavvur etmek : Zihinde canlandırmak, göz önüne getirmek.
Bin tasa bir borç ödemez : "borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur : "bu dünyada tasasız olan insan yoktur" anlamında kullanılan bir söz.
İlk tasarım : Bir tasarımın hazırlanmış ilk biçimi.
Kanun tasarısı : Yasa tasarısı.
Ön tasar : Herhangi bir tasarın ilk biçimi.
Yasa tasarısı : Hükûmet tarafından hazırlanarak yasalaşması için meclise gönderilen kanun metni, kanun tasarısı, kanun layihası.
Yeniden tasarımlama : Bir tasarımı yeniden gözden geçirme, restitüsyon.
Üzüntü : Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliği, teessür.
Düşünce : Niyet, tasarı. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. Tasa, kaygı, sıkıntı. İlke, yönetici sav. Dış dünyanın insan zihnine yansıması.
Durum : Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Duruş biçimi, konum, tavır. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
Kaygı : Üzüntü, endişe duyulan düşünce, tasa. Genellikle kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik duygusu.
Endişe : Kuşku. Korku. Düşünce. Tasa, kaygı.
Tatmin : Cinsel isteklerini giderme. Doygunluk. İstenen bir şeyin gerçekleşmesini sağlama, gönül doygunluğuna erme, doyum.
Tedirgin : Rahatı, huzuru kaçmış, bizar.
Tasa dökümü : Kişinin nelerden tasalandığını imlediği bir etkinlikler listesi.
Tasacağı : Mahzun, tasalı olan.
Tasak : Cılız hayvan eti. Öküz derisi kıyısı.
Tasaklamak : Kesmek.
Tasamhara : Abaza köylerinde kızlı erkekli yapılan toplantı.
Tasanas : Yorgun, güçsüz.
Tasar bölgesi : Gelişmesini tasarlı bir çalışmanın konusu yapmak amacıyla, kendisini oluşturan yerel topluluklarla birlikte bir bütün olarak ele alınan bölge türü.
Tasar çizimcilik : Tasarımcılık.
Tasar onayı : Kent düzentasarısının üst oranlarca, genellikle özeksel yönetimin ilgili kurumunca olurlanması işlemi.
Tasar soruşturması : Düzentasar uygulamasına ilişkin olarak, bir kamu kuruluşuyla kişiler arasında, kamulaştırmalar yüzünden, bir düzentasarda yer alan öneriler nedeniyle, bir yerin yenikent alanı olarak saptanması ya da bir vargının alınıp alınmaması gibi durumlarda, halkın özeksel yönetime başvurması üzerine, ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözmek üzere, atanmış bir denetçinin olaya ilişkin açıklamalarda bulunduğu bir tür yargılama yöntemi.
Tasa ile ilgili Cümleler
- Tasarımları oldukça orijinaldir.
- Ali kedisi için tasa süt döktü.
- Tasarruf ediyorum.
- Bu, ünlü bir mimar tarafından tasarlanan evdir.
- Ali yıllardır aynı web sitesi tasarım şirketi için çalışmaktadır.
- Ali bir işe başlamak için parasını tasarruf ediyor.
- Bu binayı Mustafa tasarladı.
- Deneseydin daha fazla bile tasarruf edebilirdin.
- Tasarıya karşı muhalefet güçlüydü.
- Tasarı oybirliğiyle geçti.
- Tasarruf edilen bir peni kazanılan bir penidir.
- Bu önceden tasarlanmış bir suçtu.
- Tasarruf etmek zorundayız.
- Tasarı son anda geçti.
Diğer dillerde Tasa anlamı nedir?
İngilizce'de Tasa ne demek? : [Tasa] n. valuation
v. value, appraise, assess; estimate; tax, rate
n. bowl, vessel
Fransızca'da Tasa : tourment [le], souci [le], préoccupation [la], inquiétude [la], anxiété [la], malaise [la]
Almanca'da Tasa : n. Harm
Rusça'da Tasa : n. забота (F), тревога (F)

Bu kısımda Tasa nedir? Tasa ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Tasa tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Tasa hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.