Telehli nedir, Telehli ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

1.Sanattan anlayan kimse: Oldukça biz de telehliyiz. 2.İnce düşünceli.

Düşkün, tutkun.

İyi yazgılı, talihli.

Telehli tanımı, anlamı

Tele : İnce ip, iplik. Hayvanlar için kurulan tuzak. Giysi yakalarının içine konulan kolalı bez, tela. Tuzak. Bir terzi malzemesi: tela. Televizyonun, konuşma dilinde kısaltılmışı. "Televizyon" sözcüğünden kısaltmayla elde edilen ön ek. (Yabancı dillerde téléciné, téléfilm, teleplayer, ve benzerleri bileşiklerde kullanılır). Yunanca "tele" (uzak, ırak) sözcüğünden alınarak yabancı dillerde bu anlamda ön ek olarak kullanılan ve çeşitli bileşikler (télécommunication, télégraphe, téléphone, télévision; telefilm, telephoto, teleplayer, telerecorder, television; Telefon, Telefoto, Telegrafie, Teleskop, vb.) türeten sözcük. Ceketlerin göğüs ve yaka kesimlerini sert tutmak amacıyla kullanılan kıl kumaş. ( Uşak.; Güdül Ankara)

Teleh : Alınyazısı, baht. Telek, kuş, tavuk kanadı. Arapça kökenli tâli': talih.

Düşünceli : Düşüncesi olan. Kaygılı, tasalı. Düşünerek davranan, anlayışlı.

Düşüncel : Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan. Yalnız düşünce ile kavranabilen.

Yazgılı : Karayazılı.

Oldukça : Olabildiğince.

 

Düşünce : Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Tasa, kaygı, sıkıntı. Niyet, tasarı. Dış dünyanın insan zihnine yansıması.

Talihli : Talihi iyi olan, bahtı açık olan, bahtlı, şanslı.

Tutkun : Gönül vermiş, meftun, meclup. Bir şeye alışmış, bağlanmış, düşkün.

Düşkün : Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun. Geçim sıkıntısına düşmüş. Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş. Meraklı. Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş. Kötü yola düşmüş, ahlaksız. Değer ve onurunu yitirmiş.

Yazgı : Tanrı'nın uygun görmesi, Tanrı'nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, mukadderat, takdiriilahi.

Tutku : İrade ve yargıları aşan güçlü bir coşku, ihtiras. Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği amaç. Aşırı düşkünlük.

Talih : Şans.

Düşkü : Uğraşı.

Düşün : Duyularla değil, zihinsel olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Oldu : Evet. Başüstüne.

Tali : İkinci derecede olan, ikincil.

Diğer dillerde Tele pazarlama anlamı nedir?

İngilizce'de Tele pazarlama ne demek ? : telemarketing