Uyandık nedir, Uyandık ne demek

Uyandık; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir sözcüktür.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Diyarbakır şehri, Pirinçlik nahiyesine bağlı bir yer.

Elâzığ ili, Çaybağı nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Uyandık ile ilgili Cümleler

  • Uyandıktan sonra yüzmeye gittim.
  • "Bu sabah uyandıktan biraz sonra ne yaptın?" "Tekrar uyudum."
  • Uyandıktan sonra kimseye güvenmedim hayatım, canım, aşkım.
  • O uyandıktan sonra ıssız bir adada olduğunu fark etti.
  • Ne eğilimli adammışım. Aylak ve tembel olma eğilimim tabii ki olur uyurken. Uyandık, tekrar uyutmaya kalkmadınız mı?
  • Gece yarısından sonra uyandık.
  • Bu sabah kötü habere uyandık.

Uyandık tanımı, anlamı

Uyan : Atın gem, dizgin gibi takımları. At yuları. (Yukarıbozkuyu Kadirli Adana). Dizgin, gem, yular

Diyarbakır : Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Pirinçlik : Hatay ilinde, İskenderun belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge. Rize şehrinde, Ardeşen ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi.

Pirinçli : Mardin ili, Derik ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge. Siirt şehrinde, Özpınar bucağına bağlı bir yer. Şırnak ilinde, Beytüşşebap belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Yerleşim : Yerleşme, iskân.

 

Çaybağı : Elâzığ şehri, Çaybağı nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri. Van şehrinde, Saray ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir bölge.

Elazığ : Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Pirinç : Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki (Oryza sativa). Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkte bir alaşım. Bu bitkinin besin olarak kullanılan taneleri. Bu alaşımdan yapılmış.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Diyar : Ülke. Bazı nitelik veya değerleri taşıyanların çok bulunduğu yer, yurt. Dünya.

Birim : Bir kümenin her elemanı. Dilin, oluşturduğu yapı içinde, belli bir düzlemde yer alan öbür ögelerle kurduğu bağıntılarla tanımlanan ayrı nitelikli öge, ünite. Herhangi bir kuruluştaki alt bölümlerden her biri. Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri, ünite. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parça, vahit.

Diya : Slayt.

Biri : Bir tanesi. Bilinmeyen bir kimse.

Piri : Küçük çivi. Küçük köpek. Kastamonu ilinde, Çatalzeytin ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yer.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

 

İli : Ilık. [Bakınız: ılı]. Sıcak pekmez. Gelişigüzel dikiş. Buz tutan gölün donmayan yeri: İlide kuşlar varmış. Zayıf. Hayalet, cin, peri.

Yer : Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân. Yerküre. Gezinilen, ayakla basılan taban. Önem. Ekime elverişli toprak parçası, arazi. Görev, makam. Durum, konum, vaziyet. Ülke. Durum, konum. İz. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa. Otel, motel vb.nde kalınacak oda. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal.

Diğer dillerde Uyaktaş beşerli anlamı nedir?

Osmanlıca Uyaktaş beşerli : muhammes-i müzdeviç