Arıtımlı nedir, Arıtımlı ne demek

Arıtımlı; Yöntem Bilimi alanında kullanılan bir terimdir.

Teknik terim anlamı:

Amaca uygun işlemlerle arıtılmış ya da çıkarılması gerekli öğelerden ayıklanmış olan.

Arıtımlı anlamı, kısaca tanımı

Arıt : Bartın ilinde, Arıt nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri

Arıtım : Petrol, yağ vb. maddeleri arıtma işi, rafinaj.

Arıtımlı değer : Bir girişimin ödemelerde bulunmak amacıyla derhâl kullanabileceği taşınmaz malların tümü. Kasadaki para, bankalardaki depo sayıştırılan gibi arıtımlı değerler.

Arıtımlı üreme hızı : Bir çoğanın gerçek artış gizilini kestirmeye yarayan ve üretilen dişi kuşak üzerinde ölümlülük etkeninin payını gözönüne alarak bulunan kestirme değer.

Çıkarılma : Çıkarılmak işi.

Gerekli : Yapılması, olması veya bulunması uygun olan, yerinde olan, lüzumlu, vacip, mukteza, zaruri.

İşlem : Bir işi sonuçlandırmak için yapılmış olan iş veya uygulamaların hepsi, muamele, muamelat. Bir amaca ulaşmak için tutulan yol, prosedür. Sayıları karşı karşıya getirip belirli birtakım kurallara uygun olarak birbiri üzerine etkilendirme yöntemi. Nakit veya menkul değerleri kullanarak alım satım, takas, borçlanma vb. piyasa hareketi. Ham veya ara malları ve maddeleri fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirme, muamele. Madde üzerinde her türlü değişim yapma işi, muamele.

 

Ya da : Seçeneği, çeşitliliği veya tercihi belirten bir söz.

Uygun : Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip. Orantılı, oranlı. Elverişli, yarar, müsait, muvafık.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Çıkar : Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar.

Gere : Meyve dallarını eğmek ya da davarları yakalamak için kullanılan ucu çengelli uzun sırık. Geniş. Ağız kavgası, çekişme.

İşle : Nakış: İşle ipliğini aldım.

Uygu : [Bakınız: bağıntı]. Uyum, uygunluk.

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Ayık : Sarhoşluğu ya da baygınlığı geçmiş olan. Sarhoşluğu geçmiş bir biçimde.

Çıka : Kız çocuğu. Yaramaz çocuk.

Ya : "Ey, hey" anlamlarında bir seslenme sözü. Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya. Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz. Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz. Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz. Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz. Evet. Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz. Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde "hele, özellikle" anlamlarında kullanılan bir söz. Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz.

Da : Doğrulama, uygun bulma, evet. [Bakınız: dahacık, dâhacık]. Daha anlamında kullanılır. Şaşma bildirir ünlem. Değil mi ya anlamında kullanılır. İşte, orada, şurada. Genellikle cümle sonlarında çeşitli anlamlarda kullanılan ünlem. Bağlama ve kuvvetlendirme edatı. Daha, henüz. Da, dahi (bk. de). Dağ. Dahi, da. Henüz. Dağı. Dağa. Daha.

 

Diğer dillerde Arıtımlı anlamı nedir?

İngilizce'de Arıtımlı ne demek ? : net